uyandığımda savaş hala uyuyordu camdan içeri güneş ışıkları vururken onun yüzü izlenmeye değer bir manzara gibiydi ona ne kadar öfkeli hissetsem de ben hala ona aşıktım ve bunu inkar edemiyordum. Hayatımda karar almak konusunda beni zorlayan sadece bir kaç şey olmuştu savaş da bunlardan bir tanesiydi, uzanıp savaşın yanağını öptüğüm zaman belime sarılan kollar hissettim gözlerim fal taşı gibi açılınca savaş beni yatırdı ve üstüme çıktığında itmeye çalıştım ama başarısız oldum
"-sen ne yapıyorsun hadsiz adam çekil üstümden!" dedim hiddetle.
-"beni öpen sen değil miydin Riva, aaa o zaman ben hayal gördüm". gülmeye başladığında sinirlenmeye başlamıştım resmen benimle dalga geçiyordu
"-savaş sana çekil dedim ne anlamıyorsun , eğer çekilmezsen avazım çıktığı kadar bağırırım."
-"bağırsana güzelim evdekilerin normal karşılayacağından eminim." pis pis sırıtmaya başlamıştı ''hayır ben anlamıyorum sen beni istediğin zaman öpebiliyorsun ben niye öpemiyorum".
-"aranma istersen savaş, unutma bana yalan söyleyen sendin" kollarından sıyırılıp yatağa oturduğumda savaş derin nefes aldı.
-"riva açmasan artık şu konuyu , yeni bir sayfa açmaya çalışıyorum zaten yakında evleneceğiz art-"
-"savaş ne evlenmesinden bahsediyorsun, sen benimle evlenmek istediğini dedene söylüyorsun babam desen daha farklı havalar da kimse benim adıma karar veremez"
"artık 23 yaşındayım savaş bu yaşıma kadar yetmez mi adıma verilen kararlar. kusura bakma ama bundan sonra kimseye müsamaha gösteremem. o eski Riva yok artık kabullensen iyi edersin"
"-ne yapsaydım Riva" dedi hiddetle "eğer seni seçmeseydim, baban seni tanımadığın yaşlı bir adama verecekti mutlu olur muydun" kahretsin savaş yine haklıydı içimdeki sızı gitgide büyürken görmezden gelmeye çalıştım ne de olsa alışıktım değil mi insanlar kendini hep böyle avutmaz mıydı.
histerik bir kahkaha atıp sert gözlerimi savaşa diktim "sen oradan bakınca beni herkesin yönetebileceği zayıf bir kadın olarak mı görüyorsun. sen demedin mi dün akşam, sen kaderine razı gelenlerden değilsin diye evet savaş haklısın" dedim ve ellerimi kollarımla birleştirdim.
" peki oldu ki babam beni başka biri ile evlendirmeye kalktı sence ben kuzu kuzu gider miyim? beni çok iyi tanıyorsun ya hani savaş." dedim alaylı ses tonuyla
"haklısın illa olay çıkartırdın canına zarar gelebileceğini bile bile" dedi sanki yüzünde bundan memnuniyet duymuş gibi bir sırıtma vardı "ne oldu savaş memnun mu oldun "dedim kaşlarımı kaldırarak, bana doğru bir adım attı "sendeki bu inatçılığa ve hep meydan okumana vurulmuşumdur belki o yüzden gülümsüyor olamaz mıyım" bu cümle beni susturmaya yetmişti yüzümdeki gülümseme yavaş yavaş sönerken gözlerini bir saniye olsun gözlerimden ayırmıyordu "ee sen şirkete gitmiyor musun?" diye sordum konuyu değiştirerek ne yapmaya çalıştığımı anlamış olacak ki gülümsemesi büyüdü
"evet gideceğim az sonra ama sende hazırlan birlikte gidelim insanlar sonuçta evleneceğim kadını merak ediyor" dedi. acaba dışarıda da böyle gülümsüyor mu bu adama gülümsemek yasaklanmalı aman banane ya. iç sesim susmak bilmiyordu ben hızlıca giyinme odasına ilerleyip dolapları karıştırmaya başladım şirkete gitmeyi kabul etmemin sebebi ortamı incelemek içindi
saçlarımı topuz yaptım ve hafif bir makyaj yaptım, çantamı alıp odadan çıktığında savaşın telefonda hararetli bir şekilde konuşmasını dinledim yavaş yavaş merdivenden inerken savaş yavaşça bana döndü telefonu kapattığında her kimle konuştuysa gerildiği belliydi. ''bir sorun mu var savaş" dediğimde sorun yok der gibi başını yana salladı "çıkalım mı?" dediğinde onayladım ve evden çıktık, savaş arabayı sürerken fazla gergindi, bakışları sürekli üzerimde gidip geliyordu
![](https://img.wattpad.com/cover/354689034-288-k652847.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esaretin Gölgesi (+18)
Teen Fictionçözemezdim geçmişi, açıklayamazdım geleceği. bu bir esaretti. gölgesi düşmüştü üzerime keserdi nefesimi ben Riva Karanlı'ydım. savaş Karadağ beni esaretinin gölgesinde bırakan adam herkes korkardı ondan, korkudan titrer bedenler. ateş ve barut yan...