aşklarım oy ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen bana motive oluyorlar<3-----
hayatın ne getireceğini bilemezdik. ilerlerdik görünmez adımlarımızla, sahi ben bu üstümdeki kefenle neden hala gömülmedim sevgilim.
Deli Bal'ın fazlası zehir füsun..
--------------------------------
başımdaki derin bir sızıyla gözlerimi açtığımda, gözlerimi etrafta gezdirdim lakin odada kimse yoktu, yavaşça yorganı iterek yatakta doğruldum, dağılan saçımı topladıktan sonra geceliğimi düzeltip, lavaboya girdiğimde aynada karşılaştığım kadın beni şaşırtmamıştı.
yıkık, çaresiz, ama dışarıdan güçlü durmaya çalışan bir kadın.
derin bir nefes çektim içime.
nefesi her içime çekişimde son olmasını dileyip, dışarıya verdiğim nefesin son nefesim olmasını dileyerek yaşıyorum.
sarı saçlarım solmuştu, göz altlarım ve yanaklarım çökmüştü, gözlerim artık bir denizi değil, fırtınalı bir gökyüzü misali puslanmıştı.
"çok acıyor anne" fısıltım lavabonun dört duvarında çarptı yine beni buldu.
işlerimi hallettikten sonra giyinme odasına geçtim üstüme siyah bir gömlek, siyah bleazer, siyah kumaş pantolon ve siyah stilettolarımla kombinimi tamamladım. makyaj masasına yöneldiğimde, malzemelere elimi dahi sürmemiştim. siyah bir tokayla saçımı dağınık bir topuz yapıp çantamı alarak odadan çıktım.
gerçeklerin Günyüzü'ne çıkması beni bir hayli sarsmıştı.
merdivenleri sert adımlarımla inleterek indim aşağı, bana gülümseyen yeşime bile tebessüm edecek halim yoktu.
"ne oldu Riva'cım, neye sinirin bozuldu. bu mahkeme suratının sebebi nedir?" İştar'ın sesiyle arkamı döndüm. keyifle kahvesini içiyordu.
"sorun nedir İştar hanım" salondaki herkesin bakışları bizim üstümüzdeydi.
ayağa kalktı ve bana biraz daha yaklaşarak diğerlerinin söylediklerini duymasını engelledi.
"diyorum ki istediğin neyi elde edemedin de modun düşük. kandıramadın mı savaşı, yatakta memnun edemedin de istediğini yaptıramadın mı?"
sözleriyle birlikte gözüm dönmüştü. anne ben senin kızınım onurlu ve gururlu
"İştar hanım laflarınıza dikkat edin lütfen, yoksa ben dikkat etmezsem, buradaki hiç kimse umurumda olmaz ve bu evden ağlaya ağlaya çıkarsınız, açıkçası benim sizin gibi yüz kızartıcı bir şekilde sakladığım bir geçmişim yok, modumun düşük olmasının nedenini de duyguları olan insanlar anlayabilir, yani sizin anlayacak kapasiteniz yok üzgünüm"
sesimiz bilerek yükseltmiştim. bundan sonra herkes yerini bilecekti.
arkamı döndüğümde hızlı adımlarla dışarı çıktım içeride kendimi kastığım için şimdi gözyaşlarım sel gibi akıyordu pınarlarımdan. titreyen elim kasıklarıma gittiğinde bakışlarımda bacaklarıma yöneldi, yine akıyordu o kan, ellerim kan içindeydi. mermer zeminde ince bir yol halinde çimene akıyordu.
"Riva, iyi misin güzelim. bugün yüzün çok solgun rengin atmış, gece uyuyamadın mı" savaşın sesiyle titredim. ellerime baktığım da kan yoktu.
"iyiyim, halsizim biraz o kadar" dedim duruşumu dikleştirerek.
iyi değilim yalan söyledim savaş, üzgünüm. Tunç'un verdiği antidepresanlar aniden kesilince halüsinasyon görüyorum diyemedim, her gece bebeğimizin sesini duyduğum için uyuyamıyorum diyemedim sana, özür dilerim sevgilim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esaretin Gölgesi (+18)
Ficção Adolescenteçözemezdim geçmişi, açıklayamazdım geleceği. bu bir esaretti. gölgesi düşmüştü üzerime keserdi nefesimi ben Riva Karanlı'ydım. savaş Karadağ beni esaretinin gölgesinde bırakan adam herkes korkardı ondan, korkudan titrer bedenler. ateş ve barut yan...