"Sordum sarı çiçeğe, annen baban varmıdır?"
Kai bir yandan ağzına takılan ilahiyi mırıldanırken bir yandan da elleri cebinde yürüyordu.
Din dersinde, din öğretmeni Bayan Monoban tarafından azar işitmişti sınıfla beraber. Bayan Monoban onlara yoldan çıktıklarını söylemiş, eşcinselliğin günahları üzerine uzun soluklu bir konuşma yapmıştı. Kai, öğretmeninin konuşmasını fazla formalite bulmuştu, içten içe onun da eşcinsel olduğunu ama mesleği gereği çaktırmadığını düşünüyordu. Dersin sonunda ise, ilahi açmış ve biraz da olsun Tanrı'nın seveceği bir şeyler yapmalarını sağlamıştı öğretmen. O ilahi ise Kai'nin diline dolanmıştı.
Günün kötü geçmesi nedeniyle sabır çizgisine yaklaştığını hissediyordu Yeonjun. Matematik öğretmeni tarafından azar işitmişti, müdür tarafından 'Seneye görüşürüz' esprisine maruz kalmıştı ve Soobin yüzünden de beyni allak bullak olmuştu. Şimdi ise yanında duran Kai'nin, hangi dilde olduğunu bilmediği ve mırıldandığı tuhaf ritimli şarkı sinirlerini bozuyordu.
Başı eğik yürümekten boynunun ağrıdığını ve tutulmaya başladığını hissetse de aynı pozisyonunu bozmadan yürümeye devam ediyordu. Ne zaman kafasını kaldırsa, önde Beomgyu ve Taehyun ile konuşarak yürüyen Soobin'e kayıyordu bakışları, başka bir yöne bakmaya çalışsa da başarılı olamıyordu. Soobin'in gülümseyerek konuşurken, adeta parlayan yüzüne bakmamaya çalışmak zordu, zorluğun nedenini anlamak ise daha zor.
"Büyü mü yapıyorsun oğlum?" dedi Taehyun gülerek.
"Harbi," dedi Yeonjun. " Ne dediğin belli değil sus bari."
"Münafıklar." Kai, 'tıch tıch' gibi bir ses çıkarıp kaşlarını çattı ve başını onaylamazca iki yana salladı. "Çok günah işledik oğlum, Tanrı'nın gözüne girmeye çalışıyorum şurada karışmayın."
Taehyun dersin yarısından sonrasını uyuyarak geçirmişti, bu yüzden ilahi dinledikleri kısmı kaçırmıştı ve Kai'nin ne mırıldandığını anlayamıyordu. "Yani büyü yapmıyorsun?"
Kai onu umursamadan ilahisine devam etti. "Çiçek eydür derviş baba, annem babam topraktır."
Soobin, sırf öğretmenin gözüne girmek için ezberlediği zamanları hatırlayınca yüzünü buruşturdu. Arkasında kalan Kai'ye kısa bir bakış attıktan sonra önüne döndü. "Senin tanrılar karışmış galiba."
Havalı olduğunu düşünerek havadan öpücük attı Soobin'e. "İşimi garantiye alıyorum."
Kai tarafından havadan öpücük kazanan Soobin, Yeonjun'a bakmamaya özen göstererek tekrar önüne dönerken gergin hissediyordu. Tuvalet kabininde, Yeonjun'un özel alanını gasp ettikten sonra onun yüzüne bakmaya cesaret edemiyordu.
"Cehennem garanti de sonradan cennete geçebilir miyiz bilemem," diye mırıldandı Taehyun.
Derin bir iç çekti Kai. "Gay olmak da zor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LO$ER LØVER |BxB
FanfictionYeonbin Güller kırmızıdır menekşeler mavi, Bir kere öptürsen ne olur yani. /TaeGyu/