Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yeonjun, nasıl her şey berbat edilir adlı eserine yaptığı yeni eklemeyi düşünüyordu. Bıkmıştı artık matematikten. Nefretinin büyüklüğü kadar seversin sözü tam bir palavraydı, o matematiğe bir gram sevgi beslemiyordu.
Soobin ile yaptığı, testlerin yarısını sen çöz yarısını ben anlaşması araya kaynamıştı. Soobin bütün testlerini çözmüş ancak Yeonjun sadece yarısını çözebilmişti. Onlar da, Soobin'nin üzerine düştüğünde ikisinin de utanıp test çözmeye başladıkları zaman yaptıklarıydı. Eli gitmiyordu test çözmeye, testlerin Yeonjun'u kendinden uzaklaştırmak gibi bir süper gücü olmalıydı ve bu testler matematik olduğu zamanda güç ikiye katlanıyordu. Başka bir açıklaması olamazdı.
Öğretmen tarafından, ayaktayken azarlanırken başı yere eğikti. Öğretmeni dinlemiyordu, zaten ders anlatırken dinlemek cehennem gibi gelirken şimdi azarlarken dinlemek katlanılacak gibi değildi.
Üstelik, testleri çözmeyen tek kişi Yeonjun değildi. Beomgyu da çözmemişti ama o, papağanım yedi bahanesiyle paçayı kurtarmıştı. Yeonjun, öğretmenin böyle bir bahaneye inanmasını değil de, kendisi de saçma bir bahane uyduramayışını yediremiyordu kendine. Lisede sekizinci senesiydi ve hala bahane bulmakta berbattı.
"Sen liseye başladığında ben hamileydim," diye söyleniyordu matematik öğretmeni sinirle. "Benim çocuğum birinci sınıfa geçti sen hala lisedesin Yeonjun."
Yeonjun, bu sefer öğretmene hak vermeden edemedi. Öğretmen, ödevleri yapmamasına kızmaktan, sınıfta kalışlarına kızmaya geçiş yapmıştı ve bu, Yeonjun'un da kendisine kızdığı bir konuydu
Biraz daha mı bekleseydim, diye düşünmeye başladı Yeonjun. Matematik kadınının çocuğu liseli olana kadar sınıfta kalır ve çocuk liseye başladığında onu bir güzel benzetmeden mezun olmazdı. Bu planın olma olasılığı da düşük değildi üstelik, o kadar süre sınıfta kalabilme potansiyeline sahipti. Bu sefer kadını çocuğuyla tehdit eder ve ders çalışmasına gerek kalmadan matematikten geçebilirdi.
"Bundan sonra." Derin bir nefes verdi kadın. "Kendine çeki düzen ver."
Öğretmen, öğrencisinden herhangi bir tepki görebilmek için gözlerini Yeonjun'a diktiğinde, öğrencisinin başı eğik kendi kendine düşünür halde görmüştü. Azarlarken bile kendini dinletemediği çocuğu bu dersle nasıl barıştırabileceğini bilmiyordu.
Kimsenin, ne dediğini umursamadığını fark ettiğinde gözlerini sıkıca kapatarak sakinleşmeye çalıştı. "Çıkabilirsiniz," diye mırıldandıktan sonra çantasını alıp ağır adımlarla önden çıktı kadın.
Yeonjun, o kadar başka dünyalara gitmişti ki, öğretmenin gittiğini dahi fark edememişti. Başı eğik, hala azar işitiyormuş gibi ayakta dururken onu gerçekliğe çeken şey Beomgyu'nun ceketinden tutup sıraya oturtmasıydı.