Kai ve ben ruh ikiziymişiz (kalpkalpkalpkalpkalpkalp)
***
Mütevazı yaşam tarzını hayatına lanse ettirmek üzerineydi bütün çabaları Kai'nin ama başarısızlık üstüne başarısızlık yaşaması, Death Note isimli ölüm listesinin başına kendini adını büyük harflerle kazıma dürtüsüne yol açıyordu.
Bir insanın beklentileri olabilirdi, her insan gibi duygulara da sahipti, sevip sevilmek gibi insancıl isteklere dahi sahipti, istek ve arzusunu kaybetmeye başlamasını göz ardı edecek olursa dibine kadar insan olduğunu var sayabilirdi. Peki, bu insan üstü şanssızlık laneti nereden üzerine bulaşmıştı?
Baş etmekte bazen zorluk çekiyordu ve her yaşıtı gibi hayata dair heveslerini kursağında bekletiyordu. Anne ve babası homofobik insanlardı, her ne kadar gay olmak için çabalıyormuş maskesi altında gizlense de, ebeveynlerinden ötürü eşcinsel olmadığı için kendini şanslı var sayıyordu. Eğer eşcinsel olsaydı, Beomgyu ile Taehyun'un sevgili olduklarını öğrendiklerinden bu yana onlarla iletişimini kesmesi için dayanabileceğinden fazla baskı uygulayan ailesinin söz konusu kendi çocuğu olunca hangi kabın şeklini alacaklarını kestiremiyordu.
Gözlerinin çekikliği kadar var olanların ülkesinde melezliği nedeniyle dışlanırken buluyordu kendini bu sefer, sanki hiç derdi yokmuş gibi. Şanssızlık mıknatısı misali, elini hangi konuya atsa yıkılışına bizzat tanıklık yapıyordu.
Her taraftan dışlandığını hissettiği dünyada arkadaşlarına sığınıyordu ama artık onlarla geceyi geçirmekten de nefret eder olmuştu. Ötekileştirilmekten kaçınırken kendini arkadaşlarının yanına atıyor ama karanlık çöküp de uyku zamanı geldiğinde, sadece aşık olduğu insanlarla geceyi geçirmek isteyen arkadaşları tarafından bu sefer hangi odaya kovulacağının şafağını sayıyordu.
Bu sefer aşık olmayı denemişti, yüzünün güleceği günlerin gelmesini beklemektense kendisinin çabalayıp elde etmesini istemişti.
Çetin geçen bir güz gününde şiddetli rüzgara kapılmış yaprak misali titrerken değil sakin kalmaya çalışmak, imasını dahi yapamıyordu. Bazen insanlar bütün sevimsizliğiyle dahil olurdu kadere, müdür gibi işini layıkıyla yapmaya çalışırken işinin bir parçası olan öğrencilerin öfkesini üzerine çeken birinin karşısında bütün mahçupluğuyla dikilirken, tek güzel şeyin dahi yazılı olup olmadığından şüphelendiği kaderine sövüyordu.
"Hocam biz sizden izin almıştık," diye isyan etmekten başka ne gelirdi elinden?
"Bekçi öyle söylemiyor siktiğimin uyanıkları!"
Müdürün ithamlarına karşı en az fıstığa alerjisi olmasına rağmen fark etmeden fıstık yediği günkü kadar çaresizdi ki bu çaresizliği, diğer etkenlerin yanında dağın görünen yüzü sayılıyordu. Yanındaki Yuna'ya karşı mahcupluğunun büyüklüğü deve kuşu misali kafasını toprağa gömerek bütün sorunlardan kaçınma dürtüsünü tetikliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LO$ER LØVER |BxB
Fiksi PenggemarYeonbin Güller kırmızıdır menekşeler mavi, Bir kere öptürsen ne olur yani. /TaeGyu/