11

38 4 8
                                    



Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


****

Hayattan nefret etmek için, hayatın özellikle bir şey yapmasına gerek yoktu. Hayat, karakteri gereği bok gibi olduğu için ondan nefret etmek gayet normaldi. Sevilecek gibi değildi, öyle itici öyle sevimsizdi.

Kendisini umursamayan ailesi için, daha babasının vücudundayken kardeşleriyle yaptığı yarışı kazandığı ve hayata geldiği için pişmandı Yeonjun. Ama bir yandan da değildi, çünkü fedakar bir insandı. Kardeşlerinden birinin kazanıp da, onlardan birinin hayata gelmesini istemezdi. Bu boktan hayatı, kardeşlerinin çekmek zorunda kalmaması tek avuntusuydu.

Yemekhanede oturmuş, bir yandan yemeğini yerken bir yandan da çilekeş kaderine sövüyordu, aylık depresyon gününe girmiş olmalıydı ki durduk yere bu kadar efkar yapmasının başka bir açıklaması olamazdı.

Kai yanında ağzını şapırdatarak yemeğini yerken, tabağı küçüğünün kafasına geçirmemek için kendini zor tutuyordu. Karşısında, buga girmiş gibi çatılı kalan kaşlarıyla duran Taehyun'u dövmek istiyordu, hala gelmemiş olan ve ona aldığı yemeği soğutan Beomgyu'yu birkaç küfürle şenlendiriyordu içinden. Taehyun'un yanında, çaprazında kalan ve yemeğini yemek yerine kaşıkla yemeği altüst eden Soobin'in derdinin ne olduğunu öğrenmek ve yardım etmek istiyordu, çok şey istiyordu.

Dirseğiyle, bilerek ağzını şapırdatan Kai'nin koluna vurdu. Kai gülerek şapırtıyı keserken, pilavından bir kaşık alıp ağzına attı. Yüzü gülen tek kişi Kai'ydi ki o da ortamın enerjisini yukarıda tutmaya çalışıyordu.

Yeonjun, neden mutsuz olduğunu bilmiyordu. Genellikle aylık günü geldiğinde böyle hissederdi. Bir de, Soobin'in neden mutsuz olduğunu öğrenmek istiyordu.

Koşarak yemekhaneye gelen Beomgyu'yu fark ettiğinde, arkadaşı gelip Taehyun'un yanına oturana kadar gözlerini ondan çekmedi. İşi olduğunu söyleyip gitmişti ve yarım saattir ortalıkta görünmemişti. Beomgyu'nun yüzü gülüyordu ve nefes nefeseydi.

Beomgyu'nun yemeğini alan kişi olarak, kendini diğerlerine göre daha yaralı hissediyordu Yeonjun. "Yemeğini soğuttun."

Beomgyu, nefesini düzene sokmaya çalışırken omuz silkti. Okulun dört katını koşarak çıkıp inmek, onu yormuştu. Jisung'u bulmaya çalışmıştı ve yemekhanede yemek yemeyen çocuğu, sınıfta evden getirdiği yemeği yerken bulmuştu.

"Partinin olacağı yeri öğrendim," dedi Beomgyu ve arkadaşlarının aldığı yemekten koca bir kaşık alıp ağzına attı. Koşuşturmak, karnını acıktırmıştı.

"Öyle mi?" diye sorarken Yeonjun üzerindeki kara toprağı atmış ve yüzüne parlak bir gülümseme kondurmuştu. "Neresiymiş?"

"Jisung'un sevgilisinin evinde." Beomgyu, ağzı dolu olduğu için konuşurken zorlanmıştı. Çiğnediği lokmaları yuttu daha rahat konuşabilmek için. "Adresi bana mesaj attı."

LO$ER LØVER |BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin