10

32 5 0
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


***


Yoğun ve güzel bir gün oluyordu Yeonjun için, alışkın olduğu şey olmadığı için yine de diken üzerindeyi. Matematik öğretmeni tarafından azar işitmemiş, hatta görmezden gelinmişti. Matematik öğretmeninin göz ucuyla dahi bakması, ayıplar bakışlarını dakika başı atması gerekiyordu ama ne olmuşsa olmuş ve görmezden gelmeyi seçmişti, çok büyük nimetti.

Küçük yavru kuşu Kai, sonunda saplıktan kurtulacak gibi görünüyordu, cihanlara hükmeden bekarlık sultanlığını sonunda yıkacak birini bulmuştu.  Sabah yardım ettiği kızın, kütüphane kulübünün başkanı olduğunu öğrenen Kai'nin sabahtan beri kulübe girmeye çalışmasını izliyor ve duygulanmamak için kendini zor tutuyordu.

Müdür tarafından, öğle arası yemekhanede ablukaya alınmıştı ama bu tehlikeyi de azar işitmeden, kazasız belasız atlatmıştı. Müdüre işi düşen beden öğretmeni, son anda olaya dahil olarak azar işitmek üzere olan Yeonjun'u, sikmenin sokmanın bol kullanıldığı cümleleri duymaktan kurtarmıştı. Beden öğretmenini görünce, su dökmüş kedi yavrusuna sönen müdüre gözlerini devirmemek için kendini zor tutmuştu.

Öğlen en sevdiği yemeklerin yanında, en sevdiği tatlı olan tulumba da gelmişti. Paylaşmayı seven arkadaşlarının tabağından tulumbalarını alıp ağzına atmıştı. Karşılığında her birinden, kafasına birer darbe yese de arkadaşları paylaşmayı seven cömert insanlar olduğu için fazla laf işitmemişti.

Sanki fazla şanslı bir gün oluyordu, şüphe edilebilecek kadar hem de. Kimseden azar işitmeden neredeyse bir günü geçirmek hayret edilecek şeydi doğrusu. Kesin altından bir boklar çıkacaktı.

"Adı Yuna," derken bütün dişlerini gösterecek şekilde gülüyordu Kai.

Yeonjun, duygulu anne moduna girmeden edemiyordu. Minik bebeği, her ne kadar normal bir şeyden bahsediyormuş gibi davransa da sürekli konuyu sabah çarpıştığı kıza getiriyordu.

"Sen okuma yazma biliyor musun da kütüphane kulübüne katılıyorsun?" diye sordu Soobin.

Son teneffüs arasındalardı ve Kai ile Taehyun'un sınıfında oturuyorlardı. Taehyun ve Kai, ortada en ön sırada otururken, büyükleri onların bir arkasında kime ait olduğunu bilmedikleri sıraya sıkışmışlardı. Yan yana üç kişinin oturması imkansızdı, konu Yeonjun, Soobin ve Beomgyu gibi kafalarını tavana çarptıracak heybetlere sahip insanlar olunca bu imkansızlık daha farklı boyutlar alıyordu.

"Evet." Beomgyu, tam karşısındaki Kai'nin yüzünü avuçları arasına aldı ve yanaklarına bastırarak dudaklarının balık gibi dışarı büzülmesini sağladı. "İki yaşındaki bebekler okuma yazma bilmez ve kız peşine düşmez."

Yüzündeki elleri itekleyerek yanaklarının özgürlüğe kavuşmasını sağladı Kai. "Ben iki değil, on altı yaşındayım ve kız peşine düşmüyorum."

LO$ER LØVER |BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin