Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İlk adımını atalı sekiz sene geçen okul koridorlarında yürürken tarifi imkansız bir burukluk vardı içinde. Bu sefer omuzlarında her daim yük olan çantası yoktu, haftada bir yıkattığı için genelde terden kokan ve kaşındıran formasını giymemişti. Okulun son günü bile forma giyen insanlarla karşılaşınca cin görmüş gibi davranıp hızlıca oradan kaçıyordu, bir insanın neden kendinin bu kadar sömürülmesine izin verdiğini anlamıyordu. Siyah kargo pantolonu ve beyaz kısa kollusu ile son karnesini almaya giderken, artık bir lise öğrencisi olmamanın haklı gururunu yaşıyordu.
Karneler çoktan dağıtılmıştı, sığınakta hazırlanırken geç kalmışlardı; gelmeyenlerin karneleri sıralarının üzerine konulmuştu. Beomgyu'nun karnesi sırasının üzerinde bekliyordu ama Soobin ile Yeonjun'un karneleri beyaz tahtanın üstüne bantlanmıştı. Soobin'in karnesi, okul birincisi olmasının haklı gururuyla asılıyken, Yeonjun'un karnesi mezun olmayı başarabilmesine karşı yapılan bir jestti.
Gelen tebrikleri kabul ediyor, müdürün sıfatından ve onun küfürlerinden itinayla kaçınıyor, öğretmenlerin gözlerinin içine kurtuluşunu müjdelercesine bakıyordu. Bu dünya ne Osmanlı'ya, ne Bizans'a kalmıştı. Her imparatorluğun sonu geliyordu, lise çağının çöküşü en az imparatorluklarınki kadar ihtişamlı olmuştu.
Sınıfına girer girmez, alkış tufanıyla birlikte patlayan konfetilerle karşılaştığında, beklemediği kutlama ile çığlığı bastı. Gerdeğe girecek taze damatlara, arkadaşlarının düzenlediği törenler gibi gelen geçen sırtına vurarak mezuniyetini kutlarken, gülüşmeler ve kahkahalar nefes almalarına engel olacak kadar hararetliydi.
Sırtına en çok vuranlardan biri olan Beomgyu, işin şiddet içeren kısmını bitirdikten sonra haber vermeden kalabalığın arasına karışıp gözden kayboldu. Onun, sırta vurulma seansı olmasa asla sınıfa gelmeyeceğini, karnesini almama pahasına da olsa direk olarak Taehyun'un yanına gideceğini biliyordu Yeonjun. Saçında kalan konfeti parçalarından kafasını sağa sola sallayarak ama adeta beynini sarsarak kurtuldu.
Havada uçuşan renkli kağıt parçalarının arasından geçen Soobin'i görmek, uzun boyuna ihtişam, yakışıklı yüzüne renk katmıştı. Ucuz doğu filmlerinin ilk görüşte aşk temasını andıran bu sahnede, havada uçuşan renkli konfeti parçaları diğer insanları adeta sansürlerken Soobin'i ön plana çekiyordu. Sadece iki saniye süren ama gözlerine ağır çekimde ulaşan bir andı, ağır çekim bittiğinde renkli kağıt parçaları etraflarında fırıldak gibi dönerek yerle buluşmuş ve bütün büyü bozulmuştu.