13

42 5 8
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




***

"İnatlaşma bir insana her şeyi yaptırabilir miydi? Sınırını bilmeyen insanlar daha fazlası için kendini zorlamak zorunda mıydı? Mutlu olmak için, istediğin kişi mi olmalı, senden istenilen kişi mi?

Soobin, olmak istediği kişiliğe büründüğünde çevresi tarafından sevilmiyordu, bu da peşinden mutsuzluğu getiriyordu, kendisinden istenen insana büründüğünde ise insanlar ondan uzaklaşıyor ve sonucunda yalnız kalıyordu. 

Lise hayatından önce, oldukça sosyal ve hareketli bir hayat yaşamıştı. Yaramazlığı çevresi, söz dinlememezliği ailesi ve burnunun dikine gitmesi arkadaşları tarafından sevilmemiş, kınanmıştı. Lise hayatına adım attığında değişmiş ve çevresinin sevdiği bir kişiliğe bürünmüştü ama bu sefer içine kapanması gerekmişti. Yıllar sonra, ilk defa kendi olduğunda da Yeonjun ile kavga etmişlerdi. Soobin böyle biriydi, paylaşmayı sevmez ve kıskançtı.

Lise onun, temiz yeni bir beyaz sayfası olmuştu. Ama bu sefer de istediği tavırlarda bulunamıyor ve kendini sürekli tutmak zorunda kalıyordu. Eski kişiliği, sosyalliğini de peşinden götürerek gitmişti. Sonuç yine mutsuzluktu. Çevresi, arkadaş gruplarıyla doluyken yalnız kalışı, ayda yılda bir edindiği arkadaşlarının okul veya sınıf değiştirmelerinden araya giren soğukluk yıldırmıştı.

İşin sonunda, önünde iki seçenek vardı. Sürekli eleştiriye maruz kalmayı göze alarak kendisi olması ki artık kim olduğunu hatırlamıyordu. Veya altın çocuk olmaya devam edebilirdi, çevresinin gözde insanı, komşuların parmakla işaret edip kendi evlatlarına kıyas aldıkları kişi olmaya devam ederdi. İki seçenekte de, hep mutsuz olan taraftaydı Soobin. En azından, insanların tercih ettiği karaktere bürünerek kimsenin canını yakmaması gerektiğini düşünmüş ve kendinden yıllarca uzak durmak zorunda kalmıştı.

Değiştiremediği tek şey varsa, o da inatçılığının getirmiş olduğu mükemmeliyetçiliğiydi. Kendisine, yapamaz denilen şeyleri yapabilmek için canını dişine takıyordu. Kendinden, yeni karakterine kalan tek parçaydı mükemmelliyetçiliği ve bu mirası oldukça iyi saklıyordu.

Liseden önce berbat bir öğrenciydi. Bu berbat öğrencilik dönemi, annesinin söylenmeleriyle son bulmuştu bir nevi. Soobin en son annesinin, 'Soobin birinci olamaz, sınıfı zor geçiyor' dediğini hatırlıyordu. Ondan sonrası, beyaz bulanık hatıralardı. Bu söz yer etmişti ve kendini kanıtlama çabası içerisine giren Soobin, lisede okul birinciliği serüvenini başlatmıştı.

Ne geliyorsa başına inatçılığından geliyordu. Şu an, sığınakta olmasının sebebi de buydu. Telefonda, Taehyun ile konuşurken, tek amacı yaklaşan sınavları bahane ederek partiye gidemeyeceğini söylemekti. Ancak, arkadan gelen Yeonjun'un, gelemez zaten diyen sesini işitmişti ve sanırım işitmese daha iyiydi.

LO$ER LØVER |BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin