6

190 29 10
                                    

Hyunjin

Her yeri aradım, yoktu hiç bir yerde.
En sonunda tekrar evden çıkmak için salondan çıktım. Kapıya ilerledim ve Kapıyı açtığımda tam karşımdaydı.

Yüzüme dâhi bakmadan içeri geçip gitti. Kapıyı kapatıp hızla peşinden gittim.
"Nerelerdesin sen Jeongin! Sana evden çıkma dememdim mi ben!" Sinirden sesim yüksek çıkmıştı.

"O eve geri gittin diye düşünmekten kafayı yedim! O adam seni bulmuştur, birşey olmuştur sandım!" Sesim gittikçe artıyordu o ise karşımda hiçbirsey demeden sakınce oturuyordu.

"Birşey söyle bana!" Bütün evi ineletecek kadar yüksek bir sesle çıkıştım.

En sonunda o da sinirlenmişti ayağa kalkıp karşımda durdu.
"Ya ben, benim nasıl korktuğumdan haberin var mi?! Hiçbir şekilde ulaşamıyorum, kısa sürer diyorsun gelmiyorsun. Birşey oldu diye ödüm koptu!" O da sesini fazlasıyla yükseltmişti.

Ben birşey söyleyecekken devam etti.
"Başına birşey geldi sandım! En sonunda belki sahildesindir diye oraya gittim her yeri aradım!"
Sesinin frekansını her yükselttiğinde gözleri doluyordu.
O böyle olunca canımdan can gidiyordu işte.

Haklı olan oydu. Geç gelmiştim ve meraklanmasına sebep olmuştum. Ama benim için bu kadar korkacağını tahmin edemezdim.

Ona doğru yaklaştım.
"Özür dilerim. Benim suçum"

Hiç beklemediğim Bir şekilde hızla boynuma atladı. Sıkıca sarılmaya başladı. Ellerimi beline sardım, karşılık verdim.

"Bir daha böyle birşey yaparsan hiç acımadan seni öldürürüm." Dedi.
Kıkırdamaya başladığımda sesini yükseltti.
"Gülme çok ciddiyim!"

Ellerimi beline yerleştirip kendimden uzaklaştırdım.
Ondan ayrılıp, sehpanın üzerindeki poşete uzandım. O koltuğa oturdu bende yanına oturdum.

"O ne?" Dedi poşeti görünce.

İçindekileri karıştırdım. Sonra bulduğum kutuyu ona uzattım.
"Bu senin" dedim.

Bir elindeki kutuya bir bana bakıyordu.
"Bana ulaşmak istediğin her an için." Diye ekledim.

Kutuyu açıp telefonu çıkarttı. İlk başta şaşkınlıktan kaşlarını kaldırdı sonradan Gülümsedi.
"Teşekkür ederim." Mahçup hissediyordu.

Hissettiği mahçubiyet duygusunu silmesi için
Elimi yanağına yerleştirdim. Yanağını okşadım. Gözlerini bana çevirdi gülümsemesini büyüttü bende sonradan konuştum.
"Hadi geç uyu, uykun gelmiştir."

Kafasını aşağı yukarı salladı. Elindeki telefonu sehpaya bıraktı. Oturduğu yerden yavaşça ayaklandı ve Salondan çıkarken bana döndü.
"Sende gel, çok yorgunsun."

Kafamı sallayıp bende ayaklandım. Işıkları kapatıp peşinden gittim. Yukarı çıkıp odama girdik. O yatağa geçtikten sonra bende geçtim.

Yanyana uzanmış, ben tavanı izliyordum. O ise bana dönüktü.
"Neredeydin o kadar saat? Onları almak bu kadar uzun sürmüş olamaz."

"Onları almaya gittim sadece-"

"Bana yalan söyleme Hyun. Yüzüme bak." Ona döndüm.

"Başka bir yere gitmedim." Dedim

Kafasını eğdi. Elime baktı ve ardından tuttu. Üzerindeki izleri gösterdi. Hafif kan lekeleri ve çizikler.
"Birini dövmüşsün."

Derin bir nefes verdim.
Ben söylemezsem olayı daha da kurcalayacaktı.
"Fotoğrafımızı çekip sana zarar gelmesini sağlayan adamı dövdüm."
Gözlerini büyüttü.

sakura, hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin