0.6

140 25 0
                                    

"Arkadaşlar bu gözler halis mi görüyor? Minho siyah pantolon ve gömlek kombini dışında da kıyafet giyebiliyormuş. Galiba bana bir inme inecek, buna bünyem hazır değilmiş."

Karşısındaki yapılı bedene kaşını kaldırarak baktığında hemen görünmez bir fermuar çekmişti ağzına Changbin.

"Sakin arkadaşlar, zaten uzun zaman sonra güzel bir buluşma noktası bulduk. Bozmayalım şu ortamı, anlaştık mı?"

Herkesten gelen onay ile Felix ellerini birbirine çarparak geri yerine oturdu. Hepsi izin günlerini aynı güne denk getirerek bir deniz kenarına yakın bir ev kiralamışlardı.

"Görüşmeyeli neler yapıyorsunuz? Grup kurduk konuşalım diye o kadar ölüsünüz ki ben yazmadıkça yazmıyor kimse, çok yazık hepinize." Jisung'un konuşması ile herkes ufak şekilde kahkaha atarken Minho önündeki kahveden bir yudum aldı.

"Her zamanki şekil devam benimki, uçuşlardan fırsat bulamıyorum." İlk Changbin'den gelen konuşma ile artık herkes ortama uyum sağlayarak sohbete katılmıştı.

"Bugün öncesinde kıyafet tasarımını yaptığım biri geldi, aradan üç ay geçtikten ve kıyafete zarar verdikten sonra ben bunu beğenmedim, iade etmek istiyorum dedi. Utanmasam bir tane ağzına çarpacaktım."

Herkes anlatmaya başlamıştı iş ve günlük hayatını tek ses sadece Minho'dan çıkmıyordu.

Önündeki kahveyle hâlâ oynamaya devam ederken yanındaki Seungmin'in kolunu dürtmesi ile kafasını kaldırarak ona baktı.

"Ne bu haller? Sanki birini öldürmüşsün de onun için yas tutuyor gibisin."

Gülerek kafasını olumsuz anlamda salladı. "Sadece bu aralar kafam dolu bebek, hasta sayım yine arttı. Hepsine yetişeceğim diye bu sıralar çok uyuyamıyorum, ondan ötürüdür."

İnanmamış gözlerle ona bakan Seungmin'e karşı gülmeden edemedi. "Hyung, bu dediğini beş yaşındaki bir çocuğa desen o bile inanmaz. Biliyorsun değil mi?"

Omuz silkti. "Sonra anlatırım, şu an ortam müsait değil. Hazır herkesin keyfi yerindeyken bozmak istemem."

"Yarın bana gel, konuşalım."

Minho'dan gelen onayla kafasını sallayarak tekrar sohbete dahil oldu. Bu sefer Minho da daha fazla kimseye belli etmemek için o da ufakta olsa sohbete katılmaya başladı.

"Bir şeyler mi yesek, hava yavaş yavaş kararıyor. Hepimiz erken yola çıkınca acıktık."

Yine herkesten gelen onayla Chan ve Minho ızgaraya, Jisung ve Seungmin masayı hazırlamaya başlarken Changbin kenarda yanına Felix'i alarak sohbet etmeye başladığında Jeongin'den gelen darbeye hazırlıklı değildi.

Kahkaha ve sohbetin bol olduğu ortamda saat çoktan gece yarısına gelmişti.

"Biz yatıyoruz artık, hepinize öpücük ve iyi geceler!" Felix Changbin'in elinden tutarak kendi odalarına çekiştirirken aynı zamanda arkada kalanlara da öpücük atmayı unutmuyordu.

Gözlerini diğerlerinde gezdirdiğinde Jeongin Jisung'un dizine yatmış uyuklarken, Seungmin de Chan'ın göğsüne yatmış telefonla uğraşıyordu.

"Bende yatıyorum, hepinize iyi geceler."

Ayaklanarak konuştuğunda gelen onaylamalarla kendi odasına geçerek rahatlamaya çalıştı. İçinde sebebini anlamadığı bir daralmışlık vardı. Kısa bir duş almış ardında yatağa yattığı gibi uykunun kollarına bırakması bir olmuştu.

•••
Ufak bir geçiş bölümü olarak düşünülebilirsiniz bu bölümü. Ayrıca bahsetmek istiyorum, Minho ve Hyunjin sadece yazdığım kısımlarda bir araya gelmiyor. Yani daha doğrusu, zaman atlaması yaparak yazıyorum yoksa altıncı kez falan görüşme yapmadılar.

my demons, hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin