0.8

141 30 6
                                    

"Gelmeseydin Minho, saat zaten on oldu.

Elindeki poşetlerin ağırlığı yüzünden sabrının son demlerindeyken Seungmin'in böyle konuşması ile göz devirmiş, kapının önünde dikilen bedeni umursamadan ittirerek içeri girdi Minho.

"Dağ ayısı olma yolunda emin adımlarla yürüyorsun, böyle devam et canım."

"İsteklerini az tutsaydın daha erken gelebilirdim Seung, misafirliğe geliyoruz ama adam bize ev alışverişi yaptırıyor. Atıştırmalık falan istesen neyse diyeceğim, üç kiloluk un, bir litre yağ ve daha sayamayacağım bir sürü mutfak ihtiyacı."

Şımarıkca omuz silkti. "Kim Seungmin'in evine geliyorsan bunları alacaksın bebeğim, ha beğenmiyorsan eğer gidebilirsin."

Minho'nun poşetleri tekrar kavramasıyla gülmüş elinden tutarak salona getirmişti Seungmin.

Şakayı kenara bırakarak konuştu."Erken geleceğim demiştin sabah, neden bu kadar geciktin?"

"İşle ilgili bazı sorunlar vardı onları hallettim, hastaların son kontrollerini yaptım. Onlara dalınca vaktin nasıl geçtiğini fark etmedim, kusura bakma"

Sorun olmadığını belirtircesine kafa sallayıp mutfağa geçti. Bir süre zaman geçtikten sonra elindeki tepside atıştırmalıklar ve kahvelerle gelerek tekrar Minho'nun yanına kuruldu.

"Anlat bakalım doktor bey, canını sıkan şey nedir?"

Omuz silkti. "Ya aslına bakarsak bir şey yok, sadece bilmediğim bir şekilde bu aralar modum düşük. Sürekli farkında olmadan düşüncelere dalıyorum ama düşündüğüm bir şey de yok."

"Kızma ama acaba biraz izin alıp çalışmaya izin mi versen Minho? Eski hâline döneceksin bu şekilde devam edersen, kendini çok hırpalamaya başladın yine."

Seungmin'in dediği ile direkt olumsuz anlamda kafasını salladı. "Ara verince daha kötü oluyorum, bu rutine alıştığım için bozunca daha kötü oluyorum." Kafasını arkaya yaslayarak devam etti. "O zaman mesleğe yeni başladığım için kötüydüm. Yirmi yedi yaşındaki Minho yok artık, dokuz yıl geçti aradan."

Umutsuzluk içinde Minho'ya baktı Seungmin. "Sadece bir öneriydi." demiş kahvesinden büyük bir yudum alarak bakışlarını Minho'da tutmaya devam etti.

"Senin çalınan dosyaları hallettiniz mi?" kaşlarını çatarak Seungmin'e döndüğünde, Seungmin göz devirmeden edemedi.

"Benimde bir psikiyatrist olduğumu ve arkadaşlarımızın aynı kişiler olduğunu unutuyorsun Minho."

Derince bir iç çekmeden edemedi, tam unutacakken hatırlaması iyi olmamıştı. "Hayır, Ryujin'e sordum. Hâlâ aranıyormuş, bir de özellikle sonradan gelen ve ciddi problemleri olan hastaların raporları alınmış."

Tek bacağını altına alarak duruşunu düzeltti. "Bugün sen gelmeden on dakika önce Chaeyoung ile konuştum. Onun dosyaları bulunmuş bodrum katında ama bazı kısımları eksikmiş yine de."

Kafasını Seungmin'in bacaklarına bırakarak gözlerini kapattı. "Bilmiyorum Seungmin, kafayı yemek üzereyim. Her şey üst üste geliyor ve ben dayanamayacak gibi hissediyorum."

Dudağının üstünde sert olmayan bir vuruş hissettiğinde geri gözlerini açtı. Kaşlarını çatarak ona bakıyordu. Bu görüntü karşısında gülümsemeden edemedi.

"Ağzından bir daha böyle bir şey duymayacağım Minho."

Daha fazla yorgunluğa dayanamayan bedeni orada kendini kapatmıştı. Arkadaşının yorgunluğunu fark eden Seungmin ise hiçbir şey yapmadan uyumasına müsaade etmişti.

my demons, hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin