Bölüm 14

689 41 27
                                    

Merhabalar efenim🙌
Nasılsınız??
Güzel bir bölüm ile karşınızdayım.😍
Bol bol yorum yapmanızı istiyorum✍️
Beğenmeyi unutmayın lütfen❣️
İyi okumalar🥳

🐥

 Kulağıma dolan sesler ile yüzümü buruşturdum. Kafamın altındaki yastığımı alıp yüzüme kapattım. Tam tekrar uykuya dalacakken kapım sertçe açıldı. Kimin geldiğini bildiğim için bakma gereği bile duymamıştım.

 "Of şu odanın haline bak. Vampir gibiyi yaşıyorsun resmen, Asel. Kapkaranlık resmen oda." diye söylenerek odamın camına ilerleyip perdeyi ve camını açtı. Tepeme gelip yastığı yüzümden çekti. Gözüme ışık vurmasıyla kamaştırdım.

 "Alkım, rahat bırak beni ya. Ver şu yastığımı da." diyerek elindeki yastığıma uzandım. Ve tabii ki vermeyip hatta üzerimdeki yorganı da çekip aldı.

 "Asel, kalk hadi. Kaç gündür yatmaktan sıkılmadın mı ya. Dışarıda kahvaltı yapmaya gidiyoruz oradan da güzel bir alışveriş yaparız. Belki sinemaya falan da gideriz." diyerek kendince planlar yaptı ama benim hiç bir yere gidecek halim yoktu. Uzanıp elindeki yastığımı aldım.

 "Ben hiçbir yere gelmiyorum. Sana iyi gezmeler. Giderken şu perdelerimi falan da çekersen sevinirim." diyerek gözlerimi kapattım. Tekrar yastığımın kafamın altından çekilmesiyle sinirle ayağa kalktım.

 "Alkım, rahat bırak lütfen beni ya. Kalbini kırmak istemiyorum. Lütfen." dedim sinirle.

 "Kırarsan kır be. Umurumda sanki. Kızım kaç gündür şu yataktan çıktığın yok. Daha ne kadar böyle devam edeceksin. Adliyeye gidip hızlıca işlerini halledip geliyorsun sonra bütün gün de bu dört duvar arasındasın. Abim sanki hiç geri gelemeyecekmiş gibi davranıyorsun. Tamam bizim de aklımız onda ama böyle senin gibi yaparak da bir yere varamayız." diyerek bağırdı. 

 Yere oturup hıçkırarak ağlamaya başladım. Yüzümü dizlerime kapatıp kendime sardım kollarımı. Günlerin boşalmasını yaşıyordum şuan. Alkım da sessizce yanıma oturup başını omzuma koydu. Ne kadar orada birlikte ağladık bilmiyorum. 

 "Ne yapıyor, nasıl şuan acaba?" dedim çatallaşmış sesimle. Ali Asaf'dan iki haftadır haber alamıyorduk. En son vedalaşmamızdan beri sesini duymamıştım. Ben artık kafayı yeme raddesine gelmiştim. Bin bir türlü senaryolar aklımda dönüp duruyordu. Günlerdir adliyeye gidip gelmekten başka bir şey yapmıyordum. Annemin ve babamın zoruyla bir kaç bir şey yiyordum sadece. Onlar fark etmese de geceleri yediklerimi de çıkartıyordum istemsizce.

 Benim dediklerim ile Alkım derin bir nefes çekti içine. Onlar da meraktan kafayı yiyorlardı ama bana pek belli ettirmemeye çalışıyorlardı bunun farkındaydım.

  "Eminim ki iyidir. Sadece ellerinde olmadan göreve uzamıştır. Telefonların çekmediği yerlerdelerdir. Abim bu kesinlikle bir şey olmamıştır." diyerek emin bir şekilde konuştu.

 "İyidir, değil mi?" dedim titreyen sesimle. Elleriyle gözümden süzülen yaşları sildi. Kafasını sallayarak "İyidir, böceğim. Merak etme sağ salim gelecek."

  "Alkım, lütfen zorlama beni olur mu? Gerçekten hiç halim yok." diyerek önceki konuşmamıza döndüm.

 "Tamam zorlamayacağım ama şimdi aşağı inip güzelce kahvaltı yapıyoruz. İtiraz yok. Konu tartışmaya kapalıdır, Sayın Savcım." diyerek ayaklandı. Elini uzatıp tutmam için salladı. Gülerek elinden tutup ayağı kalktım.

 Alkım'ı aşağı gönderip banyoya ilerledim. Hızlıca duş alıp aynaya bakmadan dişlerimi fırçaladım. Şişmiş gözlerimle karşılaşmak istemiyordum çünkü.

SENSEDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin