Bölüm 8

1.3K 63 60
                                    

 Ben geldimm
İyi okumalar ballarım💜

✨️✨️
Nikahtan sonra eve gelmiştik. Akşam yemeği için bizde toplanma kararı alınmıştı. Büyük ihtimalle haftaya olacak nişan hakkında konuşulacaktı. 

 Üzerime sportif takımlarımdan birini giyip mutfağa yardıma indim. Tatlı görevinin üstlenmiştim yine. Tatlı yapmak terapi gibiydi benim için. Ne yapsam diye düşündükten sonra bir kaç gündür aklımdan çıkmayan tatlıyı yapmaya karar verdim.

 Cheesecake için malzemeleri çıkarttım ve tabii ki eksiğim vardı. Her tatlı yapmaya kalkıştığımda illaki malzeme eksiğim oluyordu ve bu beni deli ediyordu. Oflaya puflaya odama çıktım. Başımı bağladım ve cüzdanımı alıp çıktım. 

 "Anne, ben markete gidiyorum. Alınacak bir şey var mı?"

 "Yok kızım."

 Ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Mahallenin aşağısındaki markete doğru yürüyor bir yandan da Komiser Akın ile mesajlaşıyordum. Çok şükür bir kaç gündür sessizdi ortalık. Önceki davalar ile ilgili belgeler atmıştı. Onları inceliyordum. Telefona dalmış bir şekilde yürürken bir anda duvara çarptım. 

 "Ahh burnum kırıldı galiba."

 "Asel'im iyi misin?" Gözlerimi açıp şaşkınca karşımdaki konuşan duvara baktım.

 "Asaf?" Duvar zannettiğim Asaf'ın göğsüydü anlaşılan. Vay be.

 "Dur bakayım burnuna." Elini burnuma götürüp hasar kontrol yaptı. Yüzündeki ciddilik gülmemi sağladı.

 "Neye gülüyorsun?"

 "Öylesine. Hem sen niye karşımda duvar gibi duruyorsun. Ya kırılsaydı burnum."

 "Ama kırılmadı. Sen niye yolda telefona pür dikkat bakıyorsun ki."

 "Evrak inceliyordum. Neyse nereden geliyorsun?"

 "Hiç. İşle ilgili boşver." dedi. Gözlerinin mi kaçırmıştı o? Hayırdır? Ne oluyor yani?

 "Peki."

 "Sen nereye?" 

 "Markete gidiyorum." 

 "Hadi beraber gidelim." 

 "Olur." Olurdu tabii. Mis gibi olurdu. Kolunu boynuma atıp kendine çekti bedenimi. 

 "Ali Asaf ne yapıyorsun ya."

 "Ne var karım değil misin?" dedi göz kırparak. Bakın ben bir eridim. Sarmaş dolaş yürümemiz tabii ki mahalledeki herkesin bize bakmasını sağlamıştı. Açıkçası oturduğumuz mahalleyi pek sevmiyordum. İnsanları garipti. Zaten sadece Asaf'lara gidip gelirdik. 

 Evlendiğimizde burada oturmak istemiyordum. Bunu Asaf'la konuşmam gerekiyordu. Hep hayalim denize bakan müstakil bir evdi. Almak istediğim ev için para bile biriktiriyordum. Belki bir gün alırdım kim bilir. 

 Markete girip tatlı malzemelerin satıldığı reyonlara ilerledik. Alacaklarımı alıp Asaf'ın elindeki sepete koydum.

 "Başka alınacak var mı?"

 "İçecek bir şeyler de alalım." diyerek içecek kısmına ilerledik. 

 "Şalgam?"

 "Şalgam?" 

 İkimiz de aynı şeyi söyleyince güldüm. Şalgama aşıktık ikimizde. 

 "O zaman şalgam alıyorum." Kafasını sallayarak onayladı beni. Belimden tutup kendisine çekti.

SENSEDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin