6. Bölüm

372 18 70
                                    

Keyifli okumalar! 🦋🩵
Bölüm şarkısı: Sezen Aksu - Ünzile.

                                       🦋

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🦋

                                       🦋

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🦋

Saatlerdir koştuğum bu yol, benden nefeslerimi çalıyordu; aynı acıların da kalbimi çaldığı gibi. Gece güne dönmeye başlamış, aydınlık kendisini yavaş yavaş belli ediyordu fakat ben, kendimi bir arpa
boyu yol almış kadar bile hissetmiyordum; sanki aynı civarda dönüp duruyordum.

Gözlerimi diktiğim asfalttan bakışlarımı ayırdığımda çok uzak olmayan bir mesafede siyah bir araba gördüm. Arabanın önünde iki tane takım elbiseli adam, karşılarındaki benim yaşlarımda, düzgün görünümlü olan bir çocukla konuşuyorlardı. Hızlıca yan tarafımda bulunan çalı ağaçlarının arkasına
saklandım ve topraklı yolda onları duyabilmek amacıyla biraz yürüdüm.

"İşte on altı-on yedi yaşlarında, kumral saçlı, zayıf bir kız, aslanım. Görmediğine emin misin?" diye sordu adamlardan birisi, saçları yok denecek kadar seyrek olan adam.

"Eminim, ağabey. Valla görmedim." diye yanıtladı genç çocuk.

"Tamam, iyi günler koçum, sağ ol."
Bir anda hemen yamacımdaki çalılığa bir tekme savruldu. Korkuyla irkildim. "Biz, o kızı bulamadan gidersek Azap ağa bizi öldürür," dedi kel adamın karşısındaki.

Hafifçe yere çöktüm ve gözlerimden akan yaşları sildim. Birkaç dakika sessizlik içerisinde beklediğimde gittiklerini anladım ve kendimi belli etmeyecek şekilde yola baktım; kimse yoktu.

Çaresizce ayaklarımı bastığım toprağa bıraktım bedenimi ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Belki de böyle yaparak hayatımı daha çok mahvediyordum? Dönse miydim? Nasıl dönecektim ki? Ben nerede olduğumu bile bilmiyordum.

Mardin bana, ben Mardin'in sokaklarına yabancıydım.

Bir anda hızlı bir şekilde çalıların arasından çıktım ve koşmaya başladım. Ne kadar süre geçtiğini bilmediğim bir sürenin ardından karın boşluğumda derin bir acı hissetmemle karşımda gördüğüm
benzinliğin yanında duran bakkal, imdadıma bir yardım eliydi. Halamın verdiği çantayı açtığımda direkt üst kısımda gözüme çarpan yüklü bir miktar paranın birazını avcuma aldım. Bakkala girdiğimde
sadece bir yudum su isteyen bedenim açlıktan kıvrılmıştı. Bir şişe su, bir tane poğaça ve bir de ayran aldım. Ne yazıktı ki bu, benim hayatımda kendi başıma aldığım ilk şeydi.

ÜNZİLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin