Merhabalar. Yeni serimize hoş geldiniz.
Bence güzel olacak... satır arası yorumlarınızı bekliyorum ❤️
İyi okumalar şimdiden. Muck
-
Hande:
Bir sonraki maçımıza giderken berbat otobüs yolculuğunda dinleyecek düzgün bir şarkı ararken iç geçirdim. Üç binin üzerinde şarkım vardı ama ben Eypio - Naim dışında hiçbir bir şey dinlemiyordum. Kararsızdım. Yanımdaki kızın tüm yolculuk boyunca beni izlediğinden ve beni biraz rahatsız ettiğinden bahsetmiyorum bile... Güneş gözlüklerimi taktım ve koltuğa gömülerek dünyanın geri kalanını dışarıda bırakmak için elimden geleni yaptım.
"Pekala kızlar, kıçlarını tekmelemeye hazır mıyız!" Santa'ydı bağıran. Kulağımdaki müziğin sesini olabildiğince yükseltirken umursamazca kızlarla birlikte tezahürat yaptım.
Müziğin beni boş düşüncelere sürüklemesine izin verirken başımı pencereye yaslamıştım. Bir süre sonra yanımdaki kızın omzuma dokunmasıyla irkilmiştim. Gözlerimi açtığımda geldiğimizi gördüm.
''Hande uyan geldik!'' Göz devirdim... Spor çantamı bana uzattı.
"Teşekkür ederim Saliha." Koltuktan kalkarken yapmacık konuşmuştum.
Bugün yılın ilk maçını oynuyorduk. Kolay bir takımdı. Formalarımızı giyip sahaya çıktığımızda deplasman olarak hepimiz yerimizi almıştık. Diğer takıma baktım ve alayla patlattım gamzelerimi. Neden mi bu kadar kibirliydim? Kazanacağımızı biliyordum çünkü...
"Haydi kızlar ısınmaya!" Santa'ydı bağıran.
Tamam, servis at ya da servis karşıla, manşet al, sonra tekrar hücuma geç. Çok kolaydı. Diğer takımın da aynı hareketleri yapmasını izlerken gözlerimi devirdim... Bazıları baya kötüydü. Baya baya kötüydü.
Ancak gözüm elindeki topla çok etkileyici hareketler yapan bir kıza takıldı. Yemin ederim az önce afallıyordu topa vuramıyordu bile! Birden bire son saniyede nasıl da yere yapıştırmıştı. Smacı dikkatimi çok dağıtmıştı... Dikkatimi o kadar dağıtmıştı ki ağzımdan koca bir siktir kaçmıştı. Arkamdaki tribünlerdeki insanlar da dahil olmak üzere herkes deli gibi bana gülerken sinirle homurdandım. Bir bu eksikti...
"Daha dikkatli ol Baladın!" Yine bağırıyordu ve yine... bağırmamak bilmez miydi bu adam? Dudağımı ısırdım. Diğer takımdan tarafa baktığımda onun da kıkırdadığını fark ettim. Takımdakilerle ısınmaya geri döndüğümde yanaklarımın alev aldığını hissedebiliyordum.
Düdük sesiyle sahaya çağırılmıştık. Gerginliğimi azaltmak için başımı daire şeklinde çevirdim. Çıtırdatıyordum.
"Kaptanlar lütfen yazı tura atışı için buraya gelin!" Hakemdi. Bu da bağırıyordu...
Ben kenara doğru yürürken takım arkadaşlarım sahadaki yerlerini aldılar. Kaptanlarının geçen yılla aynı kaldığını fark ettim o an. Benimle tanışıp bana arsız bir bakış attı. Gülümsedim.
"Kazanacağız." Pişkin pişkin söylüyordu. Yüzümü ekşittim kendini beğenmişliğine karşı. ''Kızım sen yürek mi yedin? O surat ne?'' Ona bir şey söyleme zahmetine girmedim.
"Gabriella, yazı mı tura mı?" Tırrek hakem elli kuruşu havaya atarken soruyordu.
"Tura." Bana bakmaya devam ediyordu sırıtırken. Daha önce izlediğim kızı görmek için tipsiz suratının yanından eğilmiştim.
Hassiktir o nasıl bir bakıştı!? Çok fenaydı...
''Tura çıktı. Seçimini söyle Guimaraes.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI #HanZeh gxg
Teen FictionHande Baladın kendine güvenen, karizmatik ve kendini beğenmiş biri. Başkalarının sürekli yanlarında olmayı arzuladığı bir kız. Zehra Güneş sakin, sevgi dolu, her zaman etrafındakileri düşünen ve ne istediğinden emin olmayan hırslı bir kız. Voleybol...