12- Benimle...

1.1K 108 86
                                    

Hayat yazarınızın üzerinden tır gibi geçti... ama yaşıyorum. Merhabalar nasılsınız?

İyi okumalar dilerim. Buyurunuz...

-

Hande:

Elimde diş fırçamla odaya girdiğimde Zehra çoktan yatağa girmişti. Garip davranıyordu. Güzel bir yemek yemiştik, fakat öncesinde ablası bizi tekrardan mutfakta basıp ''Sizin mutfak fanteziniz mi var Zehra in tezgahtan aç kalacağız ya!'' dedikten sonra ağzını bıçak açmamıştı. Ardından da  yemek yedikten sonra kimsenin yüzüne bile bakmadan odamıza geçmiş, pijamalarını giyip çoktan girmişti yatağa. Uyuyup uyumadığından bile emin değildim. Elimdekileri kenara koyup çoktan bana bahşettiği yatağın öbür tarafına geçip yavaşça oturdum. Uyuyordu belki de, sırtı dönüktü bana. Benim yastığıma doğru savrulan açık kahve saçlarını görünce gülümsedim. Kibarca onun tarafına doğru ittirip yerimi aldım yatakta, üzerime örttüm pikeyi. Uyandırmak istemiyordum. Uyumak da istemiyordum. Uyku denilen şey gideli çok olmuştu. Biz saatler önce birbirimize ilan-ı aşk mı etmiştik!? Yok daha neler! Neler olmuştu ya? Şu an fark ediyordum ben... Zehra baya beni seviyordu. Bir kızı seviyordu. Demek ki doğruydu. İnkar etse de doğruydu. Hakikattı! Beni seviyordu! Seviyordu lan!

Elimi yanımdaki ışığın düğmesine götürdüm, tekrar döndüm güzel saçlara. Nasıl başarıyordu bilmiyorum ama burnuma doluyordu kokusu. Hayır yeni de duş almamıştı nasıl oluyordu bu? Deliriyor muydum bu koku o mesafeden nasıl geliyordu?

Kapattım ışığı, sindim pikemin altına. Sırtımı döndüm ona. Gönül isterdi ki sarılayım... ama sanırım yalnız kalmak istiyordu. Yani hareketlerinden öyle anlamıştım. Israr edemezdim istiyorsa yalnız kalabilirdi de, ne olmuştu birden ki? Bitmişti işte kırmıştık duvarlarımızı. Yıkmıştık engellerimizi. Seviyorduk işte birbirimizi... Sevgi her şeyi kurtarmaz mıydı? Kurtarırdı. 

''Haklıydın.'' 

Duyduğumla beraber gözlerim hızla açıldı. Arkamı dönmedim, tatlı bir gülümseme yerleşti suratıma. Konuşmuştu. Uyumamıştı.

''Ne konuda?''

''Seni sevdiğim konusunda.'' Gülümsemem genişledi elbette ki. Ama bir sorun vardı. Ses tonu...

''Memnun değilsin gibi.''

''Sadece garip.'' Sessizlik çöktü ardından... Ben tam konuşacakken devam ettirdi. ''Birine böylece açılmak...''

''Kötü hissediyorsun gibime geliyor Zehra. Ayrıca birine hislerini söylemek gayet olağan bir şey.'' 

''Bilmiyorum...'' Huzursuzdu. Huzursuz geliyordu sesi. ''Benim için ilk olunca... Ayrıca sen söylemedin.''

''Nasıl söylemedim?'' Bir an düşündüm mutfakta olanları... nasıl söylemedim söylememiş miydim? Söylemiştim. Yanlışlıkla olsa da söylemiştim. ''Söyledim...'' 

''Sadece hoşlanıyorsun yani.'' Gülmeye başladı birden. Biliyordum bu ses tonunu uğraşıyordu benimle!

''Zehra! Bana bak kadın...'' İstemsiz bir şekilde söylediğimi biliyordu... sadece hoşlanıyorum demediğimi de biliyordu. Ağzımdan laf almaya çalışıyordu! Hiç az değildi! ''Bana bak kadın...''

''Bakamıyorum sırtım dönük.'' Gülüyordu hala. Dalga geçiyordu.

''Seviyorum. Oldu mu?''

''Olmadı.'' Kesildi gülmesi. ''Hödük.''

''Seviyorum iştee...'' Kızarmıştım. Zorla da olsa çıkıyordu ağzımdan. Zaten bir kere çıkmamış mıydı? ''Seviyorum diyorum sana. Hayatımda ilk defa birini seviyorum.''

YABANCI #HanZeh gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin