Merhabalar. Hikayeye gelen tepkiler çok güzel teşekkürler efendim...
Umarım keyif alıyorsunuzdur.
İyi okumalar.
-
Hande:
"Neden bu kadar geciktin?" Babam sorduğunda ilk porsiyonumu bitirmiştim bile. Top gibi şişen midemin üzerine elimi koydum.
"Saliha diye bir kızı eve bırakmak durumundaydım. Jest yaptım tabii ki de çünkü mütevazi bir kızımdır bilirsin." Gülümsüyordum. Annem birden kahkaha atmaya başladı.
"Özür dilerim bir tanem ama mütevaziyim mi dedin?" Annem bir kahkaha daha patlattı. Şaşkınlıkla başımı salladım ona. Neşeli bir kadındı... Bazen annemle babamın nasıl bir araya geldiğini gerçekten merak ediyordum. Annem çok özgür ruhlu bir kadındı ve babam... tam bir eşekti diyebilirim. Neyse ki çok geçmeden ikinci porsiyonlarımızı söyleyip bu güzel kızını mutlu etti.
"Maçtaki kız ve ailesi de burada. Masamıza davet etsene Hande." dedi annem ağzındakileri şapırdatırken. Duyduklarım karşısında içeceğimi neredeyse masanın üzerine tükürecektim. Bütün içecek burnumdan gelmişti.
Arkama döndüm o sırada. 18 numaranın gerçekten de ailesiyle birlikte oturduğunu gördüm. Ailesiydi herhalde. Yutkunarak önüme döndüm tekrar.
"Neden davet edeyim ki?" Kaşlarımı çattım, gerginlikten kaynaklanan baş ağrımı biraz olsun hafifletmek için sıkı tokamı gevşetmiştim. "Kızı tanımıyorum bile ve farklı bir okulda oynuyor. Çok tuhaf olur. Gerek yok." Annem şaşkın bir ifadeyle bana baktı.
"Sen misin utanan?'' Kıkırdadı. Arsız kadın arsız kızını tanıyordu... ''Geldiğimizde zaten selamlaştık kızım. Git ve kibarca davet et hadi." İnadı inattı...
Masada her yaştan insan vardı. Küçük velet de vardı, anne olması olası orta yaşlı bir kadın da. Aile masası olduğunu umarak yavaşça oraya yaklaştım. Kadının beni fark etmesi çok uzun sürmemişti.
"Merhaba canım." Nazikçe gülümsüyordu. Oyunumu alt üst eden güzel gözlü kız da bana meraklı bakışlarını çevirmişti. Boğazımı temizledim.
"Şey, annem bize katılmak isteyip istemediğinizi sordu." Elimle masamızı işaret ettim. Kadın o tarafa baktı ve gülümsedi.
"Gerçekten çok naziksiniz." Anneme bakarak gülümsüyordu. "Yine de aile zamanınızdan çalmak istemeyiz."
"Yok canım lafı bile olmaz." Güneş'e çevirdim keskin bakışlarımı. "Annem ısrar ediyor."
"Pekala o zaman." Sanki bu anı bekliyordu. Ayaklandı orta yaşlı kadın. Çantasını toplamaya başladı. Yanlarındaki sarışın kız kaşlarını merakla kaldırmıştı bana doğru. Anlamadım. 18 numaranın gözleri benim üzerimdeydi ve ellerimin garip bir şekilde terlemesine sebep olmuştu. Negatif enerjisini ağzıma sokan sarışın ise ayağa kalktığında beni hafifçe itmişti. Orospumuzu bulmuş muyduk?
"Adın ne?" Soruyordu sarışın. Otururken ne kadar uzun olduğunun farkında değildim. En az benim kadar uzundu, o da mı voleybol oynuyordu?
"Ben Hande, sen?"
"Cansu." Gülüyordu. Taş gibi de kızdı. Ben bunları düşünürken arkasındaki asıl dikkatimi çeken Güneş'e çevirdi bakışlarını. "Bu da kız kardeşim Zehra." Kafamı salladım. ''Bu da bizim küçük afacan Barış.''
"Memnun oldum Zehra ve Cansu." Elimi uzatmıştım. Direkt sıktı sarışın Cansu. Demek ki Güneş soyadıydı... adı Zehra'ydı.
Oturmuştuk bizim sofraya. Annelerimiz çoktan kaynaşmıştı bile. Kızların ikisi de sabahtan beri aralarında bir şeyler konuşup gülüşüyorlardı. Sinir olmuştum. Telefonumu çıkartıp gezinmeye başladım ben de... bir yandan yemeğimi yiyordum. Birkaç dakika sonra sonunda varlığım fark edilebilmişti!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI #HanZeh gxg
Teen FictionHande Baladın kendine güvenen, karizmatik ve kendini beğenmiş biri. Başkalarının sürekli yanlarında olmayı arzuladığı bir kız. Zehra Güneş sakin, sevgi dolu, her zaman etrafındakileri düşünen ve ne istediğinden emin olmayan hırslı bir kız. Voleybol...