Merhabalar. Bence artık hikayeye başlıyoruz :)
İyi okumalar.
-
Zehra:
"Pekala, ne zamandır geliyorsun buralara?" diye sordum. Kahvemizi alıp masaya geçmiştik bile çoktan.
"Yaklaşık 2 yıl oldu, o civar bir şey." Gülümsedim. Aldığı zift gibi kahveden içerken suratı buruşmuştu.
''Acısı benim ağzıma geldi.'' Dil uzattı bana yalandan.
"Sen ne aldın? En son gördüğümde barista şeker bombası hazırlıyordu sana." Elimdeki sıcak içeceğe baktım. Haklıydı.
"Çift shot karamel macchiato." Dilini dudaklarının arasında sıkıştırmış, iştahla elimde tüten içeceğime bakıyordu. Çocuksu tavırlarına karşı dudağımı ısırmıştım... "Tadına bakmak ister misin?'' Cevap vermeden kafasıyla onayladı beni.
Kahvemi ona uzatırken parmaklarımız birbirini hafifçe sıyırdığında vücudumda bir ürperti hissettim. Tuhaftı... bacaklarıma kadar ürpermiştim. Birbirimize garip garip bakıyorduk, anlamamıştım. Dışarının soğuğundan olabilirdi. 25 derecede de üşüyebiliyorduk bazen.
"İyi misin blok arasından sayı yemiş gibi bakıyorsun?" dedi sırıtarak. Gamzeleri çıkmıştı. Güzel gamzeleri... Yüzümün önünde ellerini sallıyordu. Kahvemi geri alırken gülümsedim.
"İyiyim, sadece bu aralar kafam karışık." Yalan değildi. Sabahtan beri anlamsız bir anksiyetenin içindeydim. Aslında farklı olan hiçbir şey yoktu. Endişelerim anlamsızdı.
"Özel değilse benimle paylaşabilirsin." İlgisi hoşuma gitmişti. Ona bakarken yüzümde aptal bir gülümsemenin oluştuğunu hissettim.
"Konuşacak bir şey yok." Omuzlarımı silktim. Konuyu değiştirmek istiyordum. "Yani Arda ile çıktın öyle mi?"
Ellerini alnına götürdüğünde bir küfür savurduğunu duydum. Sanırım hassas bir konuydu.
"Ne yazık ki evet." Bana baktı, ardından kahveme dikti gözünü. Gözümü gülümseyerek devirmiştim. "Ne ya? Senin kahven daha güzelmiş ne yapabilirim?" Kahvemi aldı tekrar. Kızarmış yanaklarıyla yudumlamasını izlemek ne kadar hoşuma gitse de Arda konusunda meraklıydım.
"Neden ona karşı bu kadar nefret dolusun? Oldukça iyi birine benziyordu."
"İki ay kadar çıktık sanırım, hatırlamıyorum bile. Yapışkandı ve her tarafıma yapışmıştı. Ben kendi alanımı çok severim. Hatta arkadaşlarımın yanında çok uzun süre takılmaktan bile nefret ederim." Şaşırmıştım... onu tanımaya başladığıma da mutluydum. "Her saniye beraber olmak istiyordu. Vıcık vıcık... aklıma gelince bile huylandım yine!"
"Dışarıda takılmayı sevmiyorsun yani." Kahvemi tekrar alırken gülümsedim. Ama onun yüzü buruşmuştu.
"Hayır..." Duraksadı. Bir noktaya bakakalmıştı. "Dışarıda takılmayı seviyorum sadece...'' Soluklandı. Bir yudum daha aldı elimdeki kahveden. ''Ne bileyim ya, boşver."
"Senin gibi güzel ve sportif bir kızdan bunu duymak çok tuhaf." Parmaklarımla oynuyordum bunu söylerken. Ona döndüğümde gözlerini üzerimde yakaladım. ''Ne bakıyorsun öyle?''
"Klişe. Belki ben psikopat bir insanım?" Ben kahkaha atarken o gülümsüyordu. Kendimden emin bir şekilde sandalyemde geriye yaslandım.
''Senin psikopat olduğundan oldukça şüpheliyim." Özgüvenliydim. İnsanları tanımak konusunda kendime güveniyordum.
"Bilemezsin."
"Ben insan sarrafıyımdır."
"Öyle mi Zehra hanım?" Hala alaycıydı bakışları. Gözlerinin içine baktığımda kendimi tuhaf hissettim, vücudumdan yukarıya doğru bir ürperti yükseldi... garipti. "Daha tanışmadık bile. Nasıl kendinden bu kadar eminsin?" Gözleri benimkilerin derinliklerine kilitlenirken sormuştu bunu. Tenim ısınıyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI #HanZeh gxg
Teen FictionHande Baladın kendine güvenen, karizmatik ve kendini beğenmiş biri. Başkalarının sürekli yanlarında olmayı arzuladığı bir kız. Zehra Güneş sakin, sevgi dolu, her zaman etrafındakileri düşünen ve ne istediğinden emin olmayan hırslı bir kız. Voleybol...