Umarım seri güzel gidiyordur.
Düzenli olarak Hande'ye kin kusan kesim yaşadı bu bölüm..
İyi okumalar efendim.
-
Zehra:
''Eee bugün bende kalıyor musun? Ertesi gün Eren seni benim evden alacak ya...'' Gözlerimi devirdim... sıkıcı ders gününde duymak istediğim son seslerden biriydi Ayça'nın sesi.
''Çıkmayacağım Eren'le. O yüzden gerek yok.'' Gözümü hocaya çevirip yalandan dinliyor gibi yaptım. Konuşmadan kaçmak istiyordum aklıma ilk bu çözüm gelmişti.
''Şaka yapıyorsun.'' Bozulmuştu bir de! ''O kadar ayarladım sizi!''
''Ki senden bunu istemedim. İstemiyorum o çocuğu Ayça.''
''Eren'i herkes ister.''
''Midemi bulandırıyor desem? Mesela bu muhabbet gibi.''
Zil çaldı o sırada. Çok şükür üst merciden bir işaret gelmişti kurtulabilmem için! Hızla eşyalarımı toplamaya başladım. Çantamı sırtlayıp tam ayaklanmıştım ki tam olarak söz konusu olan kişinin karşımda durmasıyla duraksadım.
''Ee Zehra, yarın gidiyor muyuz?'' Gülümsüyordu bana. Ben ise yapmacık bir gülümseme takınmıştım.
''Hayır Eren. Gerçekten gelemem sana kardeşimle ilgilenmem gerektiğini söylemiştim.''
''Peki...'' Bozulmuştu. Ama çok da umursamışa benzemiyordu. Elini şıklatsa o konsere gidebilecek bir kız bulurdu çünkü. Birden fazla kız... Hatta sonrasında sevişecek... bulurdu o. ''Başka zaman o zaman.'' Göz kırptı. Ben tekrar yapmacık bir gülümseme atınca daha fazla irdelemeden arkadaşlarının yanına geçti.
''Şu şansı elinle ittiğine inanamıyorum sana Zehra!''
''Ayça gözünü seveyim dur ya! Bu kadar meraklıysan sen çıksana Eren'le?'' Bazen gerçekten yoruyordu insanı.
''Yok ya sen iyice nazlanmışsın. Aklını çelen bir şey var senin.'' Cevap vermedim. Gene bir şeyler zırvalıyordu ama çoktan sınıftan çıkmıştım bile. Koridorda yürümeye başladım.
''YOK ARTIK!'' Bütün koridorda yankılanan bir ses. Evet. Ben de diyordum Ebrar nerede?
''Gene ne oldu?'' Yürüdüğümüz yerde konuşuyorduk. Heyecandan zıplıyordu yanımda.
''Onu öpmüşsün! Öpmüşsün Hande'yi!''
''Bağırma!'' Çimdik attım koluna. ''Hemen de anla.''
''Anlamamak için prof olmaya gerek yok Zehra? Dudakların şiş lan artık nasıl öpüştüyseniz!''
''Abart.''
''Abart mı!? Hani ondan hoşlanmıyordun?''
''Hayırlı işler Ebraaar.'' Adımlarımı hızlandırarak dışarıya çıkmıştım. Sohbetten kaçacaktım kararlıydım ama koşarak çoktan yetişmişti yanıma.
''Nasıl oldu? Sen mi öptün? O mu öptü? Zorladı mı? Hoşuna gitti mi? Yoksa se-''
''Ebrar sus!'' Kolundan tutup okulun bahçesinde kenara çekmiştim onu. ''Hepsine cevap verirsem susacak mısın?''
''Susarım. Vallahi susarım.'' Aptal aptal bakıyordu suratıma. E tabii ki de anlatacaktım ona... sabırsızdı ama! Azıcık sabırlı olsa böyle ulu orta değil de daha güvenli bir yerde konuşabilirdik.
''Karşılıklı oldu, sanırım ilk hamleyi ben yaptım. Bilmiyorum. Zorlamadı beni, o da istedi. Ve evet hoşuma gitti. Cevapladım mı hepsini?'' Gözleri her cevabımda biraz daha kısılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI #HanZeh gxg
Teen FictionHande Baladın kendine güvenen, karizmatik ve kendini beğenmiş biri. Başkalarının sürekli yanlarında olmayı arzuladığı bir kız. Zehra Güneş sakin, sevgi dolu, her zaman etrafındakileri düşünen ve ne istediğinden emin olmayan hırslı bir kız. Voleybol...