Selam.
Eczacı kazanabilirdi. O konu hakkında fikrimi bölüm sonu belirteceğim.
İyi okumalar. Derin bir nefes çekin ve başlayın.
-
Zehra:
Uyandığımda... sersemlemiştim. Her gün aynı saatte güneşin gözüme vurmasıyla uyanırdım ama hayır... bu sefer güneş yoktu bile odada. Gözümü ovuşturdum. Çok saçmaydı. Benim odam gibi bile kokmuyordu. Ellerimi saçlarımın arasından geçirirken belimdeki hissettiğim elle irkildim.
Şey, Hande'nin eliydi dimi?
Omzumdan önüme düşen hafif dalgalı, koyu kahverengi saçları görünce gülümsememe engel olamadım. Yanaklarım al al olmuştu... hissedebiliyordum. Kan yüzüme nüfus edince hemen geliyordu o ısı emaresi. Elimi aşağıya indirerek belimdeki ele parmaklarımı geçirdim ve ona doğru döndüm.
Kirpikleri. Dünyanın en güzel şeyleri olabilirlerdi şu an. Ağzı hafif aralanmıştı. Hafif bir ıslık geliyordu kulağıma, uyuyordu. Uyuyan güzelden daha güzel uyuyordu şu an.
Yataktan yavaşça doğrulup pantolonumu geçirdim altıma, çoraplarımı giydim. Tekrar baktım uyuyan güzele. Neden her zaman şu anki gibi tatlı olamıyordu ki? Suratım düştü. Saçmalık... Uyanacaktı ve eski haline geri dönecekti. Gene o huysuz, çapkın Hande gelecekti. Uyanmasa olmuyor muydu? Çok güzeldi böyle...
Kapıyı yavaşça aralayıp sağa sola baktım. Temiz görünüyordu. Hızlıca eve geçmem gerekiyordu bir saatten okul vardı. Yavaş adımlarla aşağıya indikten sonra kapı koluna attım elimi. Arkamdan gelen sesle irkildim.
''Zehra?'' Hayır... korktuğum ses. Hande'nin annesi.
''Günaydın...'' dedim endişeli bir sesle ona doğru dönerken.
''Burada mı kaldın?'' Şaşkındı. Kızıyor muydu, sorguluyor muydu anlayamıyordum. Fazla nötrdü ifadesi. Kafamla onayladım. ''Hande söylemedi.''
''Söylemedi çünkü...'' Derin bir nefes almıştım.
''Söylemedi çünkü?'' Tek kaşı havalanmıştı.
''Çünkü...''
''Çünkü?''
''Söylemedim çünkü matematik ödevime yardım ediyordu.'' Merdivenin üstünden gelen sese dönmüştüm. İçimdeki kelebeklerin sahibi... ve o anın kurtarıcısı. ''O kadar çalıştık ki yorgunluktan bayılmışız anne.'' Ben gözlerimi kapatıp derin bir nefes bırakırken kocaman bir gülümseme yerleşmişti annesinin suratına.
''Yok artık. Kızı ekstradan derse mi çağırdın Hande? Hem de o saatte?''
''Anne Zehra hevesini de bana bulaştırdı napayım... işinde cidden iyi.'' Parlak gözlerini bana çevirdiğinde gözleri gülüyordu. ''Fazla iyi.''
''Öyle mi?'' Şaşkındı annesi. Bana döndüğünde fazla mutlu ve gururluydu. ''Neler yaptınız?''
''İşte dört işlem...'' Hemen atlamıştım araya, aklıma da bir şeyler de gelmiyordu ki. ''Tam sayılar... kesirler, bölme, çakma..''
''Çarpma.'' Araya girdi Hande. Kalbim küt küt atarken dilimin sürtüştüğünü yeni fark edebilmiştim. ''Çarpma demek istedi.''
''Harikasınız!'' Fazla mı mutlu olmuştu o? ''Hadi çabuk hazırlanın okul zamanınız geldi. Kış kış!'' Şov sayılabilecek bir mutlulukla koşarak içeriye geçmişti bile. Arkamı dönüp hızla kapıyı açtım.
''Nereye?''
''Okula.''
''Buraya gel.'' Belimden tutup kendisine çevirmişti beni. Alınlarımızı birleştirdi. ''Dün gece olanları konuşacağız.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI #HanZeh gxg
Teen FictionHande Baladın kendine güvenen, karizmatik ve kendini beğenmiş biri. Başkalarının sürekli yanlarında olmayı arzuladığı bir kız. Zehra Güneş sakin, sevgi dolu, her zaman etrafındakileri düşünen ve ne istediğinden emin olmayan hırslı bir kız. Voleybol...