Merhaba.
Tatlı bölüm. İyi okumalar...
-
Zehra:
''Sen ne ara geldin İzmir'e?'' Saatlerdir deniz kıyısındaki kayalıklarda ağlıyordum...
''Sen telefonu yüzüme kapatınca kötü hissettim. Ayrıca şu haline bak... iyi ki gelmişim Zehra.'' Sırtımı sıvazladı. Kendine biraz daha çekti beni. ''Özür dilerim.''
''Önemli değil Ebrar.'' Burnumu sıvazlarken gülümsedim. ''İyi ki geldin.''
''İyi ki geldim tabii. Ne zaman bitecek bu turnuva saçmalığı? Artık defolup gidelim bu şehirden.''
''Son bir maç kaldı... son bir maç sonra gidiyoruz.'' Ağlamam şiddetlendi birden. Biraz daha soktu beni kendisine doğru. ''Hande'lerle oynayacağız...''
''Bir de onlarla!''
''Kabus gibi değil mi? Başka takımlar kolay yoldan finale çıkarken biz hep karşılaşmak zorunda kalıyoruz.''
''Halledersin sen. Ağzına ağzına blok yaparsın onun.'' Gülümsedim.
''Öyle olmuyor işte. Gözlerine bir bakıyorum tüm dünya duruyor sanki...'' Döndüm Ebrar'a. Mahcubiyetle gülümsedim. ''Düştüm Ebrar.''
''Biliyoruz canım onu zaten ezelden beri.'' Şakayla karışık bir şekilde gülümsedi. ''Ama bu durum farklı... seni tüm gece yabancı olduğun ortamda yalnız bırakmış. Düşmanına yapmaz insan bunu ya! Benim Zehra'mın sevgisi kıymetli öyle herkes sağa sola atıp üstünü çiğneyemez!''
''Ben de gitmedim onun yanına.. yani tartışmıştık gitmedim. Seninle konuştuktan sonra kafam iyice allak bullak olmuştu. Gittim saçma sapan konuştum onunla, gönlünü alacağım dedim. Ama işte bak, kayalıklarda ağlıyorum...'' Tekrar süzülmüştü göz yaşları yüzümden.
''Ben anlamam. Göbek bağınız bir kesilmedi sonuçta. Gelsin gönlünü alsın sen hiçbir şey yapmıyorsun. Sakın Zehra. Sonra gidersin istediğin şeyi ispat edersin. Ne bu ya sanki gittiniz yattınız da bir sevgili olmanız kaldı!'' Son söylediğiyle gözlerim büyürken kaçak bakışlarımı denize çevirmiştim. ''Ne bu surat?''
''Hiç.'' Kafamı iki yana salladım.
''Bana baksana bir sen.''
''Bakamam.'' Elini çeneme atmıştı.
''Bak bak.'' Çenemdeki hafif baskıya daha fazla dayanamayıp kafamı yavaşça ona çevirmiştim. Kıpkırmızı olduğumu hissediyordum inkar edemezdim. Anlardı, Ebrar'dı o. Bir şey açıklamama gerek yoktu... bakması yeterliydi. Yüzümü süzdü bir süre. Birden bire büyüyen gözleriyle yükseldi yerinde.
''Vermişsin!'' Dudaklarımı yalayıp gülümsedim. Suratı düştü onun. Elini yumruk yapıp kafama koydu, hızlıca itti. ''Mal!''
''Mal mı?'' Çatılmıştı kaşlarım. ''Sen değil miydin ver diyen!?''
''O o zamandı! Bugün olanlardan sonra yasaklıyorum sana.''
''Yok daha neler.''
''Ne o aklınızda ikinci tur mu var Zehra hanım? Tanımadığın bir şehirde tanımadığın bir sahilde tek başına ağlayarak oturduğunun farkındasındır umarım. Ben gelmesem ne olacaktı!?''
''Farkındayım...'' Yüzüm düşmüştü yine. ''Ne olacak bilmiyorum Ebrar. Kaç kere aradı açmadım.''
''Açma. Gebersin merakından.'' Kafasını çevirip söylendi kendi kendine. ''Bir de atmış kızı yatağa.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI #HanZeh gxg
Teen FictionHande Baladın kendine güvenen, karizmatik ve kendini beğenmiş biri. Başkalarının sürekli yanlarında olmayı arzuladığı bir kız. Zehra Güneş sakin, sevgi dolu, her zaman etrafındakileri düşünen ve ne istediğinden emin olmayan hırslı bir kız. Voleybol...