ー Ortak evrende geçen üç kitaptan birincisidir.
..."Başından beri dokunmamam gereken ipleri her zamankinden daha sıkı tutmamı diliyordun; kendini bir an bile düşünmeden ellerimdeki yaraların nasırlaşmasını, bir daha acımamasını."
"Ben bir avdım, öle...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Uyandırdığın hayranlık, yarattığın gereksinimlerden doğmuştu. Senin için güç, güçsüz insanlardı. İnsanlıklarını, onlardan koparmaktı.
𝓁
İlaçlar, Julia ve yine Cal'a has âsilikle kurulmuş hayaller.
Okuduklarımı tazeler gibi içimden tekrar ettim ve aceleyle kapattığım defteri cebimde kalan poşete sarıp kilidini parmağımla sıkıca sıyırdım. Sifon içindeki suya bıraktıktan sonra kabinden çıktım.
Süratle çıkmamla durmam bir oldu. Çünkü son anda çarpmaktan kurtulduğum minyon bir beden, onca tuvaletin arasında tam da benim bulunduğumun önünde dikilmişti ve Agâh'a aitti.
Ağzımdan, "Ouv." gibi bir tepki kaçtığında, yüzümde beliren şaşkınlık dolu mimikleri anında silip normal bir duruş sergilemek için kendimi zorladım. Endişelenmiştim.
Hemen sonra ekledim. "Burayı kullanacak bir tip olduğunu düşünmemiştim." Tuvaletler temizdi, temizlikle alakalı koskoca binada tek bir köşede bile bir sorun gördüğüm olmamıştı fakat Agâh, A sınıfındandı, odası tahminen benimkinden bile büyüktü ve öyle etrafta dolanacak birine benzemiyordu.
"Seni arıyordum." dedi dürüstçe. "Seni görmediklerini sanıyorsun değil mi?" derken siyah çerçeveli gözlüğünün ardındaki gözlerini gözlerime dikmişti. Bir kız kadar güzel gözleri vardı; uzun siyah kirpikleri ve pürüzsüz de bir cildi.
"Nereye gittiğini ve tek başına bir şeyler karıştırdığını biliyorum. Neyse ki Levi sorguladığında bugünlük altyapıda kesintiler olduğunu ve seni bulamadığımı söyledim. Pek anlamadığından inansa da buna devam edersen eninde sonunda öğrenecektir."
"Bak ben... İyi de Levi S değil mi? Nasıl sistem konusunda bilgisiz olabilir?" dedim son anda aklıma takılan soruya yönelerek.
"Levi uzun bir askerlik yaptı." dedi. "Ne alaka" der gibi baktığımda bıkkın bıkkın devam etti.
"Onu öne çıkaran özellikleri sevilmiyor, eskiden daha da beterdi. Kendi isteğiyle aylarca dönmedi. Geldikten kısa süre sonra da aniden seviyesi yükseldi. Bizim onca incelikle aldığımız eğitimlerin birçoğunu atladı."
Düşüncelere dalmak üzereydim ki kolumdan tuttu ve beni çekeleyerek yanında boş bir sınıfa sürükledi. "Ellerimi yıkamadım." dedim, takmadı. "Bari sprey falan ver."
Dediğimde büyük sınıfa girmiş ve karşılıklı konferans sandalyelerine oturmuştuk. Daha doğrusu Agâh tarafından itile kakıla oturtulmuştum.
"Bana bak, durumun ciddiyetinin farkında olmayabilirsin fakat aklını kaybetmekten seni kurtarmış olabilirim.
Şüpheli işlerine devam etmekte kararlıysan en azından Caleb gibi dili, gevezeliği yüzünden koparılmak üzere olan biriyle konuşmak için gireceğin riski, benimle konuşarak al. Anladın mı?"
