umut.

513 59 63
                                    

Gerçi, kafamı vurdum duvarlara yeisle;
Gerçi, benden kaçtığın zaman yanlış bir hisle,
'Niçin anlaşılmadım? ' diye çok inledimdi.
- Sabahattin Ali / Ebedi

.
.
.
.

21 Haziran 2022

İlahi bakış açısı

Herkes yerli yerinde, sohbetin, oyununun tadını çıkarır durumda, Zehra hariç. Hande'nin evden çıkışından yaklaşık bir saat geçmişti ancak hala gelen giden yoktu. Diğerlerine sorduğunda "kafası atmıştır yine, geziyordur sokaklarda." cevabını almasıyla içi biraz rahatlasa da bir gözü saatte, her dakika içi içini yiyiyordu.

İlkin'le göz göze geldiler bir an, ikisi de farkındaydı bir şeylerin yolunda gitmediğinin. Mutfaktaki masada duran Hande'nin telefonu gözüne çarptı İlkin'in, bir şey demeden kalkıp telefonu kurcalamaya koyuldu. Mesajlarda gördüğü şeyle kan beynine sıçradı, 7. sokak bu gece.

"Hassiktir." bir küfür savurup üst kata koşturdu İlkin, her şey kafasında yerli yerine oturuyordu. Burnunu kırmak yetmemişti o piçin, gidip gebertmesi gerekiyordu resmen.

Ardından bağıran Zehra'yı umursamadan odasına girip her daim kilitli duran çekmecesini açtı. İçinde toz halini almayı bekleyen iki küçük hapın olduğu paketi alıp cebine koydu.

"Umarım bunları kullanmama gerek kalmaz Hande..." eski anılar canlanıyordu kafasında.

.
.

18 Aralık 2017

"İlkin, nefes alamıyorum."

"Ne? Hande bir doz neyine yetmedi, canına mı susadın sen?"

harabe binanın içinde karşılıklı oturmuş, kafalarını dik tutamayacak halde olmalarına rağmen doğruldu İlkin. Hande'nin boynunu tutup kaldırdı, nabzını kontrol etti. Yavaş, çok yavaş.

"Cebimde aderal var, acele et."

"Kafayı mı yedin Hande!?"

"Kalbimi attırmanın tek yolu bu, bilmiyormuşsun gibi konuşma."

Nabzını tekrardan hızlandırmanın tek yolu, aderal almasıydı, ölümle kumar oynuyordu Hande.

.
.

Başını iki yana sallayıp kendine gelerek hızla aşağıya indi İlkin.

"İlkin ne oluyor?" Zehra hala kızgın ve endişeliydi.

"Senin ehliyetin vardı değil mi?"

motorla gitmek daha hızlı olurdu ancak Hande'yi hastaneye götürme olasılığı geldi aklına, acı da olsa.

"Evet de, konuşsana İlkin!"

"Tuğba arabanı ödünç alıyorum, sabah bırakırım evine." masada duran anahtarı aldı.

"Sikmișim arabasını, konuşsana kızım nereye!?" Tuğba sordu bu sefer, diğerleri de aynı şekilde izliyordu.

"Hande'yi almaya." kimsenin bir şey demesine firsat vermeden arabaya koşturdular Zehra'yla.

Zehra şoför koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı, İlkin ona yolu tarif etmeye başladı.

"İlkin neler oluyor anlatacak mısın artık?"

"Bara geldiğiniz gece kafa attığım adamı hatırlıyor musun?" evet anlamında kafa salladı Zehra.

"Hande'nin eski sevgilisi o. Tabii sevgili denirse, sırf kendinden ayrılmak istedi diye uyuşturucu batağına çekti onu."

papatyalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin