Bugünde bir hinlik var. Ağır adımlarla Beșiktaș sahilinde yürüyorum, tüm hayatımı anlattığım denizi izliyorum bir süre, sesleniyor bana: "Yapma. " diyor...
.
.
.
.30 Haziran 2022
İlahi bakış açısı
Dükkanların siftahlarını yapmalarının üzerinden saatler geçmiş, iş, okul koşuşturmalarının sesleri sokağı doldurmuş, akşama birkaç saat kalmış, ancak bunların hiçbiri Zehra ve Hande'yi uyandırmaya yetmemişti. Uzun bir süre sonra ilk kez huzurla uykuya dalabilmenin verdiği rahatlıktandı belki de.
Tabii hayat şu an onlara güzeldi ancak hiçbir şeyden haberi olmayan ve telefonları cevapsız kalan Elif'in içi içini yiyiyordu. Zehra gözyaşları içinde hastaneyi terk ettiğinden beri onunla ilgileniyordu her fırsatta. Her gün birkaç dakikalığına da olsa arıyor, iyi olduğundan emin olmaya çalışıyordu 1 haftadır.
Evlerinin salonunda elinde telefonuyla aşağı yukarı volta atan Elif'i izlemekten başı dönmüştü İlkin'in. Oturduğu yerden konuştu.
"Aşkım telefonu sessizdedir, uyuyordur, işi vardır. Niye bu kadar panik yaptın ki sen?"
"Ya ne yapabilirim? Zaten perişan oldu günlerdir, sesini duymayınca içim rahat etmiyor işte."
epey değer veriyorlardı birbirlerine, tüm arkadaşlar olarak hiç sahip olmadıkları kardeşleri gibilerdi birbirlerinin.
"Tamam o zaman, gel evine gidelim. Dolanıp durma artık başım döndü sabahtan beri."
Elif'in gergin olması İlkin'i de geriyordu. İlkin gerilince pek anlaşılır bir insan olmuyordu, eh çözümü kökten halletmekte buldu bu yüzden. Hazırlandıktan sonra İlkin Elif'e sarılıp telkinlerde bulundu. Ardından kasklarını takıp yola koyuldular.
.
.
.
.Zehra'nın evinin bulunduğu binaya girdikten sonra kapıyı çaldı birkaç kez Elif, cevap yoktu. İyiden iyiye endişelenmiști, İlkin'de meraklanmıștı bu sefer. Birkaç dakika boyunca cevap gelmeyince kapının önündeki paspasın altında bulunan anahtarı aldı Elif, İlkin şaşırmış bir şekilde bakıyordu ona.
"Sen bunun yerini nereden biliyorsun ya? İyice kanka olmuşsunuz."
"Bazen sabahtan akşama kadar çalışması gerekiyor, o zamanlarda da Jefri'ye mamalarını verip göz kulak olabilmem için söyledi yerini. Kendisini basmak için kullanmamam gerektiğini de söylemedi, o yüzden girebiliriz."
makineli tüfek gibi dizdiği cümlelere İlkin şaşkınlıkla bakıyordu sadece, onun ardından girdi eve. sol tarafta Zehra'nın her dışarı çıktığında giydiği ceketini görmesiyle evde olduğunu anladı, tabii Elif panikle içeri daldığından farketmemiști. bu yüzden onu kendi haline bırakıp, kendine kahve yapmak üzere mutfağa girdi İlkin.
Elif hafif aralık olan yatakodası kapısının kolunu tutup seslendi.
"Zehra? Saat kaç olmuş kızım uyuyor musun hala ya?"
Elif'in sesini duyan Hande ve Zehra gözlerini araladılar yavaşça, "ne alaka?" sorusu vardı ikisinin de aklında. Zehra bulanık zihnini açmaya çalışıp seslendi sorar gibi. Hande olduğu yerde yatıyordu hala, pek umurunda değildi.
"Elif? Sen misin?"
sonunda Zehra'nın sesini duymasıyla kapıyı sonuna kadar açıp içeri daldı Elif. tabii Zehra'nın tek olduğunu düşünüyordu. Yatakta çıplak bir şekilde, kendi bedeniyle Zehra'nın bedenini kilitlemiş ona sarılan Hande'yi görmeyi hiç mi hiç beklemiyordu.