8

33 3 1
                                    

Mert'in sözleri çok iyi gelmiş yüreğim biraz sakinleşmişti. 'İnşaAllah' diye geçirdim içimden inşaAllah..
Ama hâlâ içim yanıyordu ve bunun kolayca dinmeyeceğini biliyordum.
Mert bir çay koyayım diyerek mutfağa gidince başımı ellerimin arasına alarak biraz öyle durdum. Telefonum çaldı doğrulup arayana baktım. Atakan. Konuşasım yoktu belki de cesaretim.. cevapsız bıraktım, sustu ve ikinci defa çaldı. Böyle olmayacağını anlayınca açtım kaçışım yoktu.

"Efendim"
"Abi nerdesin sen Allah aşkına! Sabahtan beri ulaşamıyoruz."
"Toplantım vardı dedim ya oğlum"
"Nasıl bir toplantı bu 6 saattir"
"Uzatma Atakan zaten yorgunum noldu sadede gel" sabrımı zorluyor bu çocuk!
"İyi be! Hani birşey konuşuyorduk yarım kalmıştı meraktan ne hallere girdim haberin var mı? Kaçışın yok haberin olsun bir de benim de seninle bişey konuşmam lazım acil nerdesin?"
Tam bir toplantıya daha gireceğimi söyleyecekken Mert gelip her şeyi mahvetti.
"Kardeşim aç mısın?"
Ben sabır dilenirken Atakan'ın sesi geldi:
"Mert abide misin hemen geliyorum" deyip kapattı.

Telefonu koltuğa fırlatıp ters ters Mert'e baktım.
"Noldu abi kimle konuştun?"
"Aferin Mert ya aferin Atakanla konuştum buraya geliyor"
"Noldu ya ben ne yaptım?"
"Birşey konuşmak istediğini söyledi tahmin ediyorsundur ne olduğunu!Geçiştirecektim senin sesini duyunca burada olduğumu anladı geliyorum deyip kapattı." Oflayıp koltuğa bıraktım kendimi. İnadına her şey üst üste geliyor sanki.

"Asaf kardeşim sakin ol belki de böylesi daha iyidir. Bir kerede her şeyi öğrenirsen sonrası daha kolay olur. Kaçtıkça uzayacak bu iş yüzleşmen lazım biliyorsun."
Yine haklıydı. Başımı sallayıp acı içinde konuştum:
"Nasıl dayanacağım oğlum nasıl! Çok acıyor!" dedim kalbimi göstererek.
"Geçecek lan geçecek sümüğünü akıta akıta ağla tam olsun! Güçlüsün oğlum sen. Bu kalbini nimet bilip sevecek biri çıkacak elbet az sabret."

Konuşmaya mecalim yoktu abdest almak için ayaklandım şu an iyi gelecek tek şey O'ydu.
"Namaz kılayım. Bu arada aç değilim çay içeriz" deyip salondan çıktım.
∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆
Namazı bitirmiş dua ederken zil çaldı. Boğazıma bir yumru oturdu. Ya Allah deyip ayağa kalktım, 5-10 dakika oyalanıp kapıya doğru yürüdüm. Elbet yüzleşecektim korktuğum şeyle ha şimdi ha sonra. Kapıyı açıp çıktım.
Salona girince Atakan'ın yine zevzekliği tutmuş konuşurken Mert'te gülüyordu.

Atakan beni görünce "Ooo bizim kaçak aşık burdaymış" deyip gülerken Mert'le göz göze geldik acıyla bakıyordu bana.
Bozuntuya vermeyip hafif güldüm ve oturdum.
"Kaçtım da noldu lan kurtulamıyorum senden kuyruk gibisin."
Mert, "çayları alıp geleyim" diyerek mutfağa gitti.
"Ahahaha kurtulamazsın Asaf efendi"  diyen Atakan'a başımı salladım sadece.
Çayları getiren Mert'le 'eyvAllah' deyip bir yudum aldım çayımdan çok iyi gelmişti sabahtan beri kursağımdan birşey geçmemişti farkında bile değildim.
Konuşmak için kıvranan Atakan'a bakıp, "Konuşacak mısın lan artık" diye konuştum tersçe.

"Konuşacağım konuşacağım da nasıl diyim bilmiyorum ki of ne zor işlermiş bunlar. Neyse tamam sakin sakin öğretmen adamsın sen yaparsın koçum az ciddi ol heh, bir de dik dur hah tamam" Atakan'a yazık sakat galiba bakışları atarken ne yaşadığını anlamaya çalıştık Mert'le.
Mert, "manyak lan bu" deyip bana bakarken gülerek başımı salladım.
Şimdi ciddi olma zamanıydı her ne kadar canım acısa da o benim kardeşimdi herşeyi bir kenara bırakarak Atakan'a döndüm elimi omzuna koyarak konuştum,
"Abicim rahat ol anlat bize ki derman bulalım hadi dinliyoruz."
İşe yaramıştı sanırım belli bir rahatlama yaşarken boğazını temizledi ve başladı anlatmaya:

"Nereden başlayayım bilmiyorum ama abiler ben birini seviyorum öyle böyle değil aşık oldum. O da beni seviyor. Abi çok iyi tanıyoruz ailecek, İkra var ya o abi. İki sene önce İzmir'e bir seminere gitmiştim ya İkra da oradaydı biraz sohbet falan etmiştik seminerle ilgili haberleşmek için numaralarımızı almıştık. Ben unutmuştum ama meğer o beni çok önceden seviyormuş. Numaramı silmemiş ama konuşmaya da cesaret edememiş uzun lafın kısası işte tekrar buraya dönünce 1 ay önce karşılaştık oturduk açıldı bana. Benim de hislerim varmış tekrar karşılaşınca fark ettim. Ben ciddi düşünürüm diğer türlü ters bana dedim o da zaten ciddiymiş bir an tereddüt etmedi abi. Birkaç kez konuştuk ama ben uzatmadan aileler bilsin istedim. İlk size söyledim işte çok heyecanlıyım yemin ederim of ama rahatladım şimdi."

O rahatlamıştı ama ben.. Kulaklarım uğulduyor sanki içime kor bir ateş atmışlar gibi yanıyordum. Nefes alamıyor yutkunamıyordum bile, gözlerim eş zamanlı dolarken ellerimi sıktım olmaz şimdi olamaz. Başımı çevirdim Mert'le bakışlarımız çatıştı halimi anlamış 'sakin ol' der gibi bakıyordu.
Ama sakin olamazdım artık bu çok fazlaydı. İçim alev almışken susamazdım. Yangınım kısa sürede öfkeye dönüşünce hırsla kalkıp sağımda kalan duvara yöneldim ve yumruğumu çaktım yetmeyince bir kere daha tüm gücümle vurdum o sırada bunu beklemeyen Mert ve şok olmuş Atakan beni durdurmaya çalışıyorlardı. Ama öfkem gücüme öyle bir güç katmıştı ki başarılı olamıyorlardı. Bağıra bağıra delirmiş gibi yumruğumu geçirdiğim duvar çatlamıştı son kez vurup elimi indirdim başımı duvara yaslayıp sakinleşmeyi bekledim.
Atakan atıldı hemen, "Abi iyi misin ne yapıyorsun sen ne oldu birden bire!"
Öfkem hâlâ yerinde dururken yüzümü ona çevirdim kızarmış gözlerimi görünce afallamış ve kaşları çatık kardeşimle göz göze geldim. Neşeden çok uzak bir kahkaha savurdum.

"Ne oldu öyle mi ne oldu. Ne olacak canım, kardeşim sevdiğim kadına aşık olmuş alt tarafı. Gelmiş bir de karşımda ballandırarak anlatıyor o kadar başka ne olacak ki!" Sonlara doğru sesim yükseldi ve sıktığım yumruğumu kaldırıp Atakan'a geçirdim. Beklemediği için koltuğa savruldu acıyla inleyerek. Pişman değildim o bunu çoktan hak etmişti!

~~~~~~~~~

DİLDÂR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin