Tahta kapıyı çalarak içeri adımladı Minho.Jisungda arkasından girdiğinde sarı ışıkların heryeri aydınlattığı bagaja girdiler.15-16 yaşlarındaki umursamaz ve yorgun bakışlarla karşılaştı. Çocuk sarışındı ve onun da kocaman gözleri vardı.
Kendi küçüklüğüyle karşılaşmış gibi hissetti Jisung...
"Kim gelmiş Han Joon?"
İlk gözlerini çeken çocuk olmuştu.Minhoya bakıp içten olmasa da gülümsedi.
"Lee know gelmiş" diyerek mırıldandı çocuk."Küçük ju-won?"
"Ta kendisi" dedi Minho yorgunlukla. Adam gözler önüne çıktığında Jisung bir süre süzdü.Ağzındaki sigarası ve sakallarıyla uyumlu turuncu tulumu vardı.Yaşlı görünüyordu.Minhoyu gördüğünde gülümsemesi yüzüne iyice yayılmıştı.
"Kıyafetlerin içerde ilaçlarını içmeden gelme Han joon yardım edicektir."
Minho sadece kafasını sallayıp içeri geçti.Küçük çocuk da arkasından büyük bir heyecanla giderken sadece gözlerini devirdi Jisung.
Yaşlı adam sigarasını içine çekip havaya dumanı bıraktı.Çocuğun ilgilendiği arabaya yürüyüp nesi arızalı diye bakmaya başladı.
"Nereden geldin buralara?" dedi adam. Sesindeki soğukluk hissediliyordu.
"Hiç.Minho getirdi."
"Sende mi gideceksin?"
"Nereye?"
"Araba satın almaya"
Jisung cevap verecekken kapının aniden açılmasıyla ikili gözlerini çevirdi.
"Benny amca! Bak sana kimi getirdim!!"
Adam duruşunu dikleştirmiş bıkkınlıkla jeongine bakıyordu.Anifen karşısına Seungmin çıkınca afalladı. Ağzındaki sigara yere düşerken gözleri doldu.
"Seungmin"
Seungmin utangaç tavırıyla hiç beklemeden sarıldı karşısındaki büyüğüne. Jeongin ağlayarak ellerini çırparken bulduğu tahta çürük sandalyeye oturdu Jisung.Bir sigara çıkarıp ucunu yaktı.
"Hiç değişmemişsin"
"Sende öyle hala motor aşığısın"
"Biliyorsun motorlara ve size zaafım var"
"Biliyorum! Biliyorum!"dedi Seungmin ayrılarak. Jeonginde hızla turuncu sakallıya sarıldığında güldü.Seungmin ikisine bakıp konuştu "Abim nerde?"
"İçerde üstünü giyiniyor.Özel bir akşam yemeğine gidiyor ufaklık. Eee ju-won gidince" dedi ve durdu Seungmine gülümseyerek baktı. Seungmin şaşkınlıkla ağzını açarak geriye doğru adımladı.
"Artık Minho mu gidiyor?"
"Evet.Bir çok kez katıldı."
Seungmin şaşırırken Jisung ne olduğunu sorguluyordu.Yine de sormak yerine sessiz kalmayı tercih etti.
Bir süre sonra içeriye giden kapı açıldı.Minho bir adım öne atarak içeriye girdiğinde sertçe yutkundu Jisung. Minhoyu ilk defa bu kadar yakışıklı görüyordu.
Siyah smokin takımı ve özenle taranmış mor saçlarıyla o kadar göz alıcı duruyordu ki Minhoyla göz göze gelince bile gözlerini ayırmadı sürdüğü lip balmının kirazlı olduğuna kalbını basacağı dudaklarından.Minho gülümseyerek ellerini açtı.
"Nasıl olmuşum"
"Taş gibi!" diyerek atladı hemen Jeongin. Minho gülerek kafasını salladığında dayanamayarak sordu Jisung.