Derin bir nefes alarak boğazını sıkan gömleği eliyle genişletmeye çalıştı Minho.Belindeki ağırlık yüzünden pantolonu kemer olmasa düşücekti.Kendine son kez bakıp yanındaki Jisungu kontrol etti-ki jisung harika görünüyordu-
"Hazır mısın?"
Jisung sadece omuz silkti."Neden bu kadar abarttın ki çok gelmişsin buraya"Minho tuttuğu nefesini verirken soğuktan dolayı duman çıkmıştı.
"İlk defa yanımda birisiyle geliyorum" diye mırıldandı.Jisungun gözlerinin içine bakarak devam etti."Bu epey bir dikkat çeker ve seni beğenirler"Kaşlarını kaldırıp çocukca hareketleriyle anlatmaya devam etti."Beğenirlerse araba karşılığında alırlar. Dokunmaya çalışırlar. Yatağa atmaya çalışırlar."Kaşlarını çatıp ellerini yumruk yaptı."Bütün bunlara izin veremem!"
Sesi arabası elinden alınan sinirli bir çocuk gibi çıkmıştı.Jisung şaşkınlıkka Minhoya bakıp gülümsedi.Önüne dönerken konuştu."Merak etme. Yanından ayrılmam" Sonra gözlerini açarak yanlış anlamasını engelledi."Yani buraları bilmiyorum. Kaybolurum felan"
Minho kafasını inanmış gibi yaparak salladı.Kaşlarını kaldırıp gözlerini devirirken Jisung yalancı sinirle omzuna vurdu."Minho!"
Minho gülümseyip kapıya doğru yürüdü.Tam kapının önüne geldiklerinde kendisi kapıyı açarak geriye çekildi. İlk Jisungun geçmesini beklerken sarışın olan gözlerini devirerek içeriye geçti.İçerisi baya genişti. Renkli renkli ışıklar -özelliklede kırmızı,turuncu ve kahverengi-yuvarlak küçük masalar vardı.Tam karşılarında ise büyük kürsü, onun arkasında araba vardı.Herkes Jisunga bakarken kadeh bardaklarını kaldırmış şaşkınca izliyorlardı. Minho içeri girince herkesin yüzünü bir gülümseme kaplamış Kürsüdeki adamın keyfi yerine gelmişti.
Tam yanında duran Minhoya baktı Jisung. Hemen yanında olan ve Minhoya kırmızı şarap dolu kadeh bardağını tepsinin üzerinden uzattı.Minho keyifle bardağı alarak Jisunga baktığında yanındaki garsonu işaret etti.
Jisung yanındaki bir başka garsona baktığında onada tepsi uzatılmıştı.Jisung tepkisiz bir ifadeyle bardağı eline almış geri etrafa bakmıştı.Minho gülümseyerek bardağı kaldırmıştı.Işıkların hepsi kahverengi olunca Minho konuştu.
"Acclamations"
Herkes bardaklarından birer yudum alırken sohbetlerine geri döndüler.Minho Jisunga bakınca gülümsemesi genişledi.Elindeki bardağı hafifçe Jisungun bardağına vururken konuştu."Şerefe"
Bardağından bir yudum alırken Jisung dikkatlice izliyordu Mor saçlıyı.Minho ona bakınca kendiside bir yudum aldı bardağından Minhoda o sırada Jisungun fazlasıyla belirgin olan adem elmasına kaydı gözleri.
Sertçe yutkunup ellerini yumruk yaptı öpmemek için.
"Selam Know"
Duyduğu sesle başını çevirdi Minho.Karşısındaki tanıdığını görünce gülümsedi. Gerçi burdaki herkesi tanıyordu.
"Selam sung"
"Seni buralarda görmeyeli çok oldu." yanındaki Jisunga bakıp geri Minhoya döndü."Eşin mi?"
"Evet eşim"
Jisung hafifçe öksürdüğünde şaşkınlığını gizlemeye çalışıyordu.Minho ona dönüp boşta olan elini Jisungun sırtına koyarak okşadı."İyi misin hayatım?"
Jisung kaşlarını çatarak Minhonun gözlerine baktığında Minho da Jisungunkilere baktı.Yalvarırcasına bakıyordu Minho ama neden olduğunu anlayamamıştı Jisung.Kaşları daha da çatılırken yanındaki siyah saçlı çocuğun onları izlediğini farketti.
