hay gayss
-
Bazıları ağlar, bazıları uyur.
Jisung elindeki kanlı kutuyu bir dakika bile bırakmadan Minhonun evine girebilmişti. Tamamen bitkin hissediyordu. Sonrasında saatlerce Minhonun kucağında ağlamış içini dökmüştü.
Minho da ağlamıştı elbette. Young'un kendi için yaptıkları ödenmezdi. Çok fazla ağlayamamıştı zaten düşünceler onu boğmuştu hemen.
Jisungun fazla tepki verdiğinide düşünmüyordu. Annesi gibi olan kadının gözlerinin önünde ölmesi onun kolayca atlatabileceği bir şey değildi. Ayrıca babasını gördüğü günden beri içinde olan siniri stresini de atıyordu böylece.
Ağlaması biraz dindiğinde saçlarını okşadı Minho. Jisungu kucaklayıp odasına götürdü. Jisung şişmiş gözlerle öylece duvarı izlerken dolabına gidip Jisunga olabilecek kıyafetleri çıkardı. İstese Seungminin dolabından alabilirdi kıyafet ama belki Jisung daha iyi hisseder diye kendi kıyafetlerinden seçti.
Jisungun önğne gelip kanlı tişörtünün uçlarından tutup yukarı kaldırdı. Jisung da kollarını yukarı kaldırarak yardım etti.
Beyaz tişörtü alıp Jisunga giydirdikten sonra sıra alt kısma gelmişti. Jisungun elinden tutarak ayağa kaldırıp kanlı pijamayı çıkardı. Gri eşofman'ı giydirdi.
Jisung geri yatağa oturduğunda derin bir nefes alıp küçüğünün yüzüne doğru eğildi.
"Güzel Jisung'um benim" dedi yanaklarını öperken. "İyi kalpli meleğim benim" gözlerini öpüp ellerini tuttu. "Hayatımın anlamı" avuçlarını öptü bu seferde. "Birlikte atlatacağız meleğim" dedi saçını öptü.
Jisung dolu gözlerle Minhoya minnet edercesine bakarken gözyaşlarını tutamayıp ağlamıştı yine. Minho hafifçe gülümseyerek Jisungun yaş gözlerinden öptü.
"Böyle öpeceğim seni gözyaşlarından." dedi fısıldayarak. Gözlerini son bir kez öpüp akmalarına izin verdi. "Yanında olacağım. Ne olursa olsun yanında her zaman ben olacağım."
Yanına oturup sımsıkı sarıldı sonra. Bir süre öyle bekledikten yavaşca geri çekildi Minho.
Jisungun iştahının olmadığını tahmin edebiliyordu. Yine de yemek yemek ister mi diye sordu.
"Bişeyler yemek ister misin?"
Jisung uzunca Minhonun gözlerine bakıp kafasını iki yana salladı.
İtiraz ederse bile yemeyeceğini biliyordu. O bu durumdayken inatlaşmak istemedi de zaten.
Yatağının yorganını kaldırıp Jisunga baktı. Jisung ağır hareketlerle yatağa uzanırken ağladığı için deli gibi ağrıyan başı yüzünden yüzünü buruşturdu.
Minho televizyon kumandasını eline alıp kendisi de yatağın içine girdi. Televizyonu açıp gumball çizgi dizi'sini açıp Jisunga sarıldı.
Aklının dağılması ve uyuyabilmesi için açmıştı televizyonu. Jisung da bir süre çizgi diziyi izledikten sonra yüzündeki hüzün az da olsa gitmişti. Ara sıra hatırlayıp birkaç damla gözyaşı da döküyordu.
Uyuya kaldığında ise derin bir nefes alıp televizyonun sesini kıstı. Jisunga sımsıkı sarılıp o da düşüncelerle boğuşmamak için uyuydu.
*3 ay sonra*
Jisung'un dilinden
"Jisung! Pamuk şeker ister misin? Mavisinden alıyorum bak."