30

1K 64 9
                                    

Dört gün önce Volkan'ın yanına gelmiştim.
Dört gündür birlikteydik ve ben hayatımda en son ne zaman bu kadar mutlu olmuştum hatırlamıyordum.

"bak şunu da koy içine valla çok güzel olcak kızım ya!"
"Hayır volkan saçmalama menemenin içine zencefil atılmaz."
"Deneyelim?"
"Hayır"
"İyi tamam sen beni sevmiyorsun artık anladım ben kullandın attın beni kenara tamam güzelim tamam. Yo yok güzelim demedim unut onu trip atıyorum şuan."

Volkanın trip atarken bile sevgi kelimeleri kullanması bana her ne kadar komik gelse de gülmemeye çalışıp volkanın oturduğu sandalyenin arkasına geçip boynuna sarıldım.
"Benim sevgilim biraz alıngan mı sanki ne?"
"Ne alaka erkekler küsenez mi? Kırılamaz mı? Onların yani bizim bir kalbimiz yok mu?"
"Volkan."
"Hı."
"Bana doğruyu söyle reglimisin."
Volkan hiç bir şey demeden boş boş gözlerime baktı. Ben ise kendimi daha fazla tutamayarak gülmeye başladım.

.........

Kahvaltı bitmişti ve volkanın artık askeriyeye geçmesi gerekiyordu. Bunu hiç sevmemiştim gündüzleri birlikte olamıyorduk.

"Hani bugün sabaah birlikte olucaktık, gitmiyecektin?"

"Anastasia'm güzelim özür dilerim ama görev çıktı kısa bir görev zaten saatlik gece gelicem gene."

"Ama ben yarın orduya geri dönücem bu son günümüz."

"Yavrum lütfen yapma böyle."

Her ne kadar üzülsem de Volkan'ı da daha fazla üzmek istemedim.

"Tamam o zaman ben de akşamı beklerimkine ne olucak sanki güzel bir gece geçiririz hem?"

"diyorsun:)"

"Diyorummm"

Volkan yanağımdan sıkıca öperek "ben o zaman bir an önce gidiyim de gece uzun olsun."

Volkanın dediğinin ardından gülümseyerek onu kapıdan geçirdim ve gene tek kaldım.

.....

"Veeee hazır!"

Akşam için güzel bir sofra kurmuştum. sanırsam Volkan da bir saate falan gelirdi.
Yemekte ne mi yaptım, biliyorsunuz ki çok marifetli biriyimdir yaprak sarma, biber dolma ve mercimek çorbası gayette güzel bir kere.

Sofraya son kez göz gezdirip televizyonun karşısına geçtim yarım kalan korku filmine devam etmek için.
Kızın içinden cini çıkartırlarken kapıdan gelen sesle yorgana daha çok sokuldum.
Eneniiiii lan cinler geldiii.

Korka korka yorganımdan ayrılıp kapıya baktığımda karşımda gördüğüm kişiye alamsız bakışlar atmaya başladım

Hayır karşımda cin yoktu, askeri üniformalı muhtemelen volkanla yaşıt biri vardı.

"Kimsiniz?"

"Merhaba Anastasia hanım ben kıdemli üsteğmen Ali çaker."

"Size de merhaba da neden buradasınız? Eğer volkan için geldiyseniz o burda değil askeriy-"

"Hayır Anastasia hanım sizi volkan komutana götürmeye geldim.. nasıl söylesem bilemiyorum ama-"

Karşımda ki adam kelimeleri ağzında gevelemeye başladığında daha fazla dayanamamıştım.

"Sadete  gelir misiniz lütfen?"

"Volkan komutan vuruldu sizi ona götürmeye geldim."

"N-ne o iyimi yani nerden vuruldu durumu nasıl nolur beni ona götü-"

Panikle konuşmaya başladığımda başımdan aşağıya çoktan kaynar su dökülmüştü bile vuruldu demişti ufak bir sıyrık ya da ağır bir yara olmasa buraya gelmezdi dimi neden buradaydı?"

"Lütfen sakin olun sizi ona götüreceğim"

"Tamam tamam bir dakika bekleyin lütfen."

Diyerek arkamı döndüm ve eşyalarının olduğu odaya  hızlı adımlarla  gittim ve elime gelen mavi kot pantalon ile yeşil kazağımı üzerime geçirip odadan çıktım.

.......

"Nereye gidiyoruz."

Cevap yok

"Sana diyorum komutan! Nereye gidiyoruz hastaneye burdan mı gidiliyor?"

Ağlamaklı çıkan sesimin yerini artık korku dolu sesim almıştı çünkü volkan vurulduğunda hastaneyi ararken geçtiğimiz hiç bir yola benzemiyordu.

Anayoldan çıkıp ormanlık yola doğru saptığını görünce içime düşen korku daha çok yayılıyordu.

"Durdur arabayı!"

"Sesini kes artık!"

Aldığım geri yanıtla daha çok şok olmuş ve korkmuştum kimdi bu adam?

"S-sen yalan söyledin bizi nereye götürüyorsun bilmiyorum ama arabayı durdurmazsan eğer atarım kendimi aşağıya"

Son kelimemi söyledikten sonra arabanın kapısını sonuna kadar açtım, yanında ki adam ise paniğe kapılmış olmalı ki arabanın hızını yavaşlattı "delirdin mi sen kendini mi öldüreceksin kapat şu kapıyı" araba çoktan durmuştu yanında ki adam ise kapıyı kapatmak için bana yaklaştığında çantamda ki elektroşok cihazını çıkartarak isminin Ali olduğunu söyleyen adamın boynuna uyguladım.
Hissettiği acıyla inleyerek geri çekilirken ben ise arabadan çoktan inmiş koşmaya başlamıştım.

Nereye gidecektim, ne taraftan gelmiştik bilmiyordum korkuyla gelişen reflekslerim beni nereye götürüyorsa o yöne doğru koşmaya başlamıştım.
Arkamı dönüp baktığım da ise peşimden gelen kimse yoktu.

Korkuyla telefonumu almaya çalıştığım da çantamın olmadığını fark ettim.

Siktir di gerçekten!

"Şimdi ne bok yiyeceğim?"

......

Selamm

O kadar yazmak istemiyorum ki aslında bu bölüm final olucaktı ama baktım bölüm bitecek gibi değil bir kaç bölüm daha yazmaya karar verdim.

Beni AraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin