YÜZBAŞI GÖKAY ÇELİK'DEN
Sabah saat 4 de tim ile içtima yapmak için uyandım. Elimi, yüzümü yıkayıp kamuflajımı giydim ve odamdan çıktım. Nöbetçi askere mahfuzu uyandırmasını söyleyeceğim sırada timin dinlenme odasından sesler geldiğini duyunca rotamı dinlenme odasına çevirdim. İçeriye kapıyı çalma gereği duymadan girdim ve gördüğüm manzara karşısında şaşırdım çünkü mahfuz saat sabahın dördünde okey oynuyordu. Ah ah Allah beyin dağıtırken şemsiye tutan timim Allah size akıl fikir versin.
O kadar çok kendilerini kaptırmışlardı ki benim içeriye girmemi bile fark etmediler. "NE OLUYOR BURADA" diye bağırmamla hepsi yerinden sıçradı. Şükrü "BİSMİLLAH" diye bağırdığı anda Şükrünün yanında oturan Ayaz Şükrünün ensesine tokat attı ve "ne bağırıyorsun ulan kulağımın dibinde" dedi. Şükrü'de "ne yapayım ulan korktum" dedi ve ensesine elini attı kaşıyarak "vurduğun yer kaşınıyor be devrem" dedi.
Sinir kat sayım giderek artıyordu "MAHFUZ" diye gür bir sesle bağırdım. Tüm karargah uyanmasa iyidir. Benim sözümle hepsi birden ayaklandı ve sırayla tekmil verdiler
"KIDEMLİ ÜSTEĞMEN ALP BAŞER ANKARA EMRET KOMUTANIM"
"TEĞMEN DENİZ ILGIN KARA KAYSERİ EMRET KOMUTANIM"
"ASTEĞMEN AYAZ DEMİR BURSA EMRET KOMUTANIM"
"KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ ŞÜKRÜ FAYSAL ADANA EMRET KOMUTANIM"
"Rahat ne oluyor burada?, bu saatte ne yapıyorsunuz ayakta ulan?" dedim.
Tüm tim parmağıyla Şükrü'yü göstererek "komutanım her şey esmerin suçu" diyerek aynı anda konuştular. Şükrü "komutanım valla külliyen yalan dün izin günümüzdü bildiğiniz üzere ve hepimiz görev yorgunluğuyla tabiri caizse fosur fosur uyuduk ve uykumuzu aldık. Bu hain kostaklarda uykumuz gelmiyor diye yakınıyordu bende canım arkadaşlarımı düşünerek dedim ki gelin canım komutanlarım, devrelerim, arkadaşlarım okey oynayalım dedim bunlarda kabul ettiler. Söyleyin şimdi benim ne suçum var komutanım akıları yok mu? kabul etmeselerdi Allah Allah sanki silah dayadım kafalarına hain kostaklar" dedi. Tim sessizce "yaktık seni esmer" dediler. Şükrü ise fısıldayarak "ay çok da götümde hainleri kostaklar" dedi.
"Zevzekliği kesin bir daha tekrarlanmayacak bu olay yoksa hepinize bir ay nöbet cezası veririm" dedim. Hepsi korkuyla bana bakmıştı çünkü bunu daha öncesinde yapmıştım. Şükrü "tövbe haşa komutanım tekrarı olmayacak söz valla da, billah da olmayacak" dedi. Eee tabi götü tutuşmuştu cezayı duyunca.
"MAHFUZ BEŞ DAKİKA İÇİNDE İÇTİMA ALANINDA OL 1 SANİYE BİLE GEÇ KALANI YAKARIM SÜRENİZ BAŞLADI" diye bağırdım. Arkamı dönerek içtima alanına doğru yol aldım ve bir banka oturup timi beklemeye başladım. Bir yandan da saati kontrol ediyordum ve 4 dakika geçtiğinde Şükrü dışında herkes başta Alp olmak üzere rütbe sırasına girdi. Kalktım ve karşılarına geçtim tam dört dakika ellinci saniyede palaskasını çekiştirerek koşan aynı zaman da geldim komutanım diye bağıran şükrünün sesi duyuldu. Ah ah Allah'ım sen bunlarla beni imtihan mı ediyorsun diye yakındım içimden. Şükrü'de yerini aldı.
"MAHFUZ KARARGAHIN ETRAFINDA 50 TUR KOŞU BAŞLA" dedim. Tim anında koşmaya başladı bende onlara eşlik ettim. 1 saat içinde bitirdiler ve hiçbirinde yorgunluk belirtisi yoktu çünkü onlar mahfuzdu yorulmak nedir bilmezlerdi.
"MAHFUZ ŞINAV POZİSYONU AL 100 ŞINAV BAŞLA "diye bağırdım. Söylediğim sayının iki katını yaptırıyordum çünkü eğitimde merhamet vatana ihanettir. Her şey onların iyiliği içindi timim de bunun farkındaydı. Şükrü "komutanım" dedi. Ne oldu dercesine kafamı salladım. Şükrü tekrar "komutanım" dedi. Ya sabır Allah'ım bana bolca sabır. "Söylesene oğlum" dedim. Şükrü tekrardan "komutanım" deyince "NE VAR ULAN SÖYLESENE" diye bağırdım. Öyle bir bağırdım ki ağaçta ki kuşlar uçuşmaya başladı aptal herif beni sinir hastası etmeye yeminliydi sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHFUZ TİMİ
General FictionOnlar MAHFUZDU, onlar saklıydı, onlar bilinmezlikti, onlar ayrılmazdı. Peki ya onlar yeni bir üyeye açık mıydı ? Bizler MAHFUZUZ, bizler bilinmeyenleriz, bizler ölümün sevgilileriyiz. 🖤