Eser'den
Aslında mutfakta aramızda geçen diyaloglar canımı sıkmamıştı çünkü Buse'ye hak veriyordum. Ancak bugün halletmem gereken tonla iş vardı.
Bugünün pazar olması, benim idman yapmam gerektiği gerçeğini değiştirmiyordu ne yazık ki.
Giyinme odasındayken Buse'nin geldiğini fark ettim. Spor çantamı alıp odaya girdim. "Arabada bekliyorum." Bana bakıp başını aşağı yukarı salladı.
Canı sıkkın görünüyordu. Elimdeki çantayı yere bırakıp ona doğru adımladım. Ellerimi yanaklarına yerleştirdim. "Neyin var? Söyle bana." Gözlerime baktı melul melul. "Hiç. Sadece senden ayrılmak istemiyorum."
Gülümsedim, gerçekten bunu mu bu kadar dert etmişti kendine? "Akşam tekrar görüşeceğiz zaten." Ona yeni bir bilgi vermişim gibi şaşkınlıkla bana baktı. "Nasıl yani?"
Ben de ondan ayrı kalmayı uzun süre düşünmüyordum tabii ki de. Bana ne yapmıştı bilmiyordum ama etrafında olmadığım zamanlar iyi hissetmiyordum.
"Seni almaya gelirim." Neden hâlâ mutlu değildi anlamış değildim. "Asma şu güzel suratını artık. Ben de üzülüyorum." Başparmaklarımla yanaklarını okşadım birkaç kez.
"Sen ne yapacaksın akşama kadar?" Ellerimi geri çekip alnındaki saçları kenara sıyırdım. "Antrenman." Başını salladı. "Başka?" Ah başka işlerim de vardı doğru.
Ama Buse'ye anlatmam gerekmiyordu. En azından şimdilik. "Başka hiçbir şey." Belime sarılıp başını göğsüme koydu. "O zaman beni de yanına götür."
Gülerken tek kolumu sırtına sardım. "Sen ne yapacaksın ki salonda? Sıkılırsın." Kesinlikle çok sıkıcı bir yerdi. "Seni izlerim. Kesin antrenman yaparken bundan on kat daha seksi duruyorsun." Kıkırdadı.
En azından keyfi yerine gelmişti. "Sen beni izlerken başka insanlar da seni izleyecek yalnız farkında mısın?" Başını göğsümden ayırıp omuz silkti. "İzlesinler."
"Sonra ben de onları dövüşe çağırmak zorunda kalayım. Bunu mu istiyorsun?" Kaşlarımı çatmıştım. Gözümden bile sakınıyordum ben onu, kim neyi izliyormuş pardon?
"İzleseler ne olacak izlemeseler ne olacak? Benim gözüm sende olduktan sonra." Derin bir nefes verip başımı salladım. "Hadi giyin de çıkalım."
"Tamam çık şurdan." Göğsümden ittirdi. Gülerek geri geri gittim. "Hayret ilk defa kapı dışarı ediliyorum." Gözlerini kıstı. "Ne o, daha önce çekiciliğine karşı koyan hiç olmadı mı?"
Kapıdan çıkarken "Olmadı." Demiştim. Arkamdan bağırdığını duydum. "O zaman ilki ben olurum." Sırıttım. Kesinlikle sen olursun bebeğim. Dün gece pek öyle demiyordu da.
•••
Salona girdiğim gibi Bartu ile karşılaştık. Isınıyordu piç. Bugün onu çok pis dövecektim haberi yoktu.
Hemen yanımda bitti. "Ne var ne yok." Göz kırptı. Buse'yi soruyordu. Dün gece birlikteyken aramıştı meşgule atmıştım. Sonra da yanımda Buse var diye mesaj çekmiştim ona.
"Dün bende kaldı. Evine bıraktım az önce." Uzun bir ıslık çaldı. Sırtına bir tane geçirdim. "Az sessiz olsana herkes buraya bakacak şimdi." Acıdan nefesi kesilmiş gibi davranıyordu.
"Büyük kahpesin Eser. Elin çok ağır." Omuz silktim. "Hak ettin." Birlikte ringe yürüdük. "E yaşandı mı bari bir şeyler İstanbul hovardası?" Gözlerimi devirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paramparça | gxg
Romance27. Yaş gününde eski püskü bir barda tek başına doğum gününü kutlayan Eser, en zor anlarını geçiren 17 yaşındaki Buse'yi şans eseri fark edip hayatını kurtarıyor. İşte karşınızda Buse'nin Eser'e tutulma hikâyesi. UYARI! •bu kurgu lezbiyen, yaş farkı...