Eser'den
Havaalanından çıkarken elimdeki evrak çantasını koltuk altıma sıkıştırdım. Gözlerimdeki siyah güneş gözlüğü ve siyah trençkotla baştan aşağı siyahlar içindeydim.
Önümde duran siyah G Class'tan fişek gibi inen şoför hemen arabanın etrafını dönerek benim için kapıyı açtı. "Hoş geldiniz efendim."
Başımı sallarken arabaya bindim. Bu şoförü Derya ayarlamış olmalıydı. Sağ olsun benim soyadımın imkânlarıyla bana hava atıyordu. Şoför indiği gibi hızla binip arabayı çalıştırdı.
Benden emir almadan yola koyulmsıyla "Nereye sürüyorsun?" Diye sordum tekdüze bir sesle. Kodlanmış bir robot gibi hemen "Sami Bey'in burdaki villasına gidiyoruz efendim." Dedi.
Babamın burda bir villası olduğunu bile bilmezken, onun burdaki illegal işlerine ne gibi bir katkım olabileceğini doğrusu ben de çok merak ediyordum. Neyse ki duruma göre vaziyet alacaktım. Aşina olmadığım mevzular değildi çünkü.
Otuz dakikalık bir yolculuğun ardından villaya varmıştık. Bükreş'in dışında kalan bir villaydı. Etraf yemyeşil ve nemliydi. Burdaki soğukluk ve nem Türkiye'ye hiç benzemiyor, daha çok İngiltere'yi andırıyordu.
Etrafı gözlemleyerek arabadan inerken şık takım elbiseli orta yaşlı bir adamın bana doğru geldiğini gördüm. Yüzüne büyük bir ciddiyet hâkimdi. Yanıma varmasıyla "Hoş geldiniz Eser Hanım." Diye karşıladı beni.
Başımı sallamakla yetinince karşımdaki adam konuşmaya kaldığı yerden devam etti. "Ben Şükrü Taşkesen, Sami Bey'in burdaki işlerinden ben sorumluyum. Dilerseniz size etrafı gösterebilirim." Sonlara doğru gülümsemeye başlamıştı.
Ciddiyetimden ödün vermeden aynı becitlikle konuşmak için dudaklarımı araladım. "Etrafla ilgilenmiyorum Şükrü. Bir an önce burdaki bütün adamlarımızı toplamanı istiyorum. Fazla vaktim yok. Hemen işleri rayına oturtup İstanbul'a dönmeyi planlıyorum."
Söylediklerim onu afallatırken başını sallayarak "Emredersiniz efendim. Hemen topluyorum." Dedi ondan beklediğim ciddiyetle. Bükreş'in boktan soğuğunda fazla oyalanmadan içeriye doğru ilerledim.
Villanın içerisi oldukça modern eşyalarla döşenmişti. Etrafa kısa bir göz gezdirdikten sonra çalışma odasını Şükrü'den öğrenerek oraya yerleştim. Herkesi toplayınca beni çağırmasını tembihledikten sonra yanımda getirdiğim evrakları çantadan çıkarıp çalışmaya başladım.
Gelirken uçakta burdaki kumarhanelerin listesine göz gezdirmiş, kısaca üstünden geçmiştim. Şimdi onların ettikleri kârlara tek tek bakacak ve hangilerinin elden çıkarılması gerektiğine karar verecektim.
Bir saat dolmadan çalışma odasının kapısını tıklatan Şükrü'ye gir dedim. "Herkes hazır efendim." Ellerini önünde birleştirmiş, saygılı bir asker gibi duruyordu. Başımı sallayıp ayaklandım.
Ana salona geçince karşılaştığım iri yarı adamlarla başımı sallayıp, memnuniyetle gülümsedim. Bu orduyla işim çok daha kolay olacaktı. Hepsi saygıyla başlarını eğmiş yüzüme bakmazken söze girdim.
"Buraya gelme nedenim sanırım herkese açık. Pehlivan Karahan adında tasmasız bir ite tasma takmaya geldim. Bunu nasıl yapacağımı birazdan size anlatacağım. Öncesinde, size özel tertip ettirdiğim güzel bir programdan bahsedeceğim size. İkili guruplarda dövüşmenizi istiyorum. Aranızdaki en iyi dövüşen kişi de benimle dövüşecek. Ona göre hazırlığınızı gözlemleyip işlev vereceğim. Aranızda sorusu olan yoksa hemen programa geçmek istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paramparça | gxg
Romance27. Yaş gününde eski püskü bir barda tek başına doğum gününü kutlayan Eser, en zor anlarını geçiren 17 yaşındaki Buse'yi şans eseri fark edip hayatını kurtarıyor. İşte karşınızda Buse'nin Eser'e tutulma hikâyesi. UYARI! •bu kurgu lezbiyen, yaş farkı...