10. KORUMASI ALTINDA

1.1K 69 54
                                    

Buse'den

Dudaklarını ağırca ayırdığında benim gözlerim hâlâ kapalıydı. Ellerini yanaklarımda hissedince anca açmıştım gözlerimi.

"Burda, herkesin içinde seni öpmem ne anlama geliyor biliyor musun?" Daha önce gözlerime böyle baktığını hatırlamıyordum. Çok farklıydı bakışları.

"Bilmiyorum. Canın öyle istemiş olabilir." Taviz vermeden dolu gözlerle ona dik dik bakmayı sürdürdüm. Ama o gülümsüyordu.

"Buse, sen artık banasın. Kimseyi yanına yaklaştırmadığım gibi, ben de kimseye yaklaşmam artık."

Sözleri tam da benim duymak istediğim şeylerdi. Sanırım ben bu sözleri onun ağzından duyabilmek için bu geçen bir ayda defalarca tanrıya yalvarmıştım.

Ama şimdi neden mutlu olamıyordum? Neden sevinemiyordum duyduklarıma?

"Eser, sana sadece tek bir şey soracağım ve sen bana gerçeği söyleyeceksin. Yalan söylersen, ben anlarım. Bunu biliyorsun."

Başını onaylarcasına sallarken hâlen yüzümde duran ellerini omuzlarıma indirdi. Ne soracağımı çok iyi biliyordu. Çünkü tedirgindi.

"Burdan birileriyle yattın mı?" Direkt gözlerinin içine bakıyordum. Çünkü yalan söylerken bir tek ordan yakalanıyordu.

Sessizliği uzamıştı. Ben zaten cevabını bildiğim bir soru sormuştum. Ama bir umut, belki yanılırım diye hâlâ cevabını bekliyordum. "Evet mi hayır mı?."

"Evet." Tek nefeste söylemişti. Sonra sert bir yutkunuş ve bakışlarındaki üzüntü. Ben ise buruk bir tebessüme engel olamadım.

Canımı sıkan şey de onun başklarıyla yatması değildi aslında. Sonuçta biz daha sevgili bile değildik. O bekâr bir insandı ve istediğiyle yatabilirdi.

Benim bu kadar delirmeme sebep tek şey beni buraya getirmesiydi. Madem ki yattığı insanları burdan seçiyordu neden beni de buraya getirmişti ki?

"Bir süre görüşmeyelim." Evet bu son kararımdı. Çünkü ona söyleyecek kelime bulamıyordum. O kadar ağrıma gitmişti ki.

Kalabalığı yararak çıkışa ilerlerken peşimden bana seslenerek geliyordu. Onu dinlemiyordum bile. Eve gitmek istiyordum.

Saçma sapan hayallere kapılmamam gerektiğini bir kez daha çok acı bir şekilde öğrenmiş oldmuştum.

Kulüpten çıkıp taksi çevirmek için elimi kaldırdım. "Taksiyle gitmiyorsun. Seni ben bırakırım." Eser'in ciddi sesi kulağıma ilişti.

"İstediğimle giderim bana karışamazsın." Dönüp ona bakmamıştım bile. Ama sinirlendiğine emindim. "Sana seçenek sunmadım." Son derece açılmış gözlerle dönüp ona baktım.

Yüzündeki soğukluk beni bitiriyordu. O sırada arabası ayağımıza geldi. Düz bakışlarını üzerimden çekmeden kapıyı benim için açtı. "Bin."

Ellerimi göğsümde birleştirip ona dik dik baktım. "Binmiyorum." Bezgince nefesini dışarı verip beni kucağına aldı. "N'apıyorsun sen delirdin mi?" Çığlık çığlığa omzunu yumrukladım.

Beni dinlemeden ön koltuğa bindirip kemerimi de bağladı. Ben kemeri açana kadar direksiyona geçti ve merkezi kilidi açtı. Vakit kazanmak için bağlamıştı kemerimi piç.

Gözlerimi kısıp ona ters ters baktım. Gözlerini yoldan ayırmıyordu. "Çok kabasın." Ne yüzüme baktı ne de söylediğime cevap verdi. Gerçekten hem suçluydu hem güçlü.

paramparça | gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin