12. BÜYÜK ENGEL

450 59 16
                                    

Buse'den

Eser'in arkasından bakakalmıştım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Yataktan bile çıkamıyordum resmen olduğum yerde mıhlanmıştım. Bir de salak gibi ağlamak sinirlerimi daha da bozuyordu.

Resmen benimle olmayı seçmek yerine gitmeyi seçmişti. Bana bunları neden yaşatıyordu bu kadın? Ben n'apmıştım ki onu sevmekten başka?

Telefonumun zil sesi düşüncelerimi böldü. Hıçkıra hıçkıra burnumu çekerken telefonumu komodinden aldım. Ah hayır abla şimdi değil.

Genelde ben dışarıdayken hiç arayıp rahatsız etmiyordu ki beni. Neden şimdi arıyordu? Belki önemli bir şey olmuştur diye düşünerek istemeye istemeye açtım.

"Efendim abla?" Ağlamaktan çatallaşmış sesimi temizleyememiştim. Ama şu an bunu hiç önemsemiyordum. Şu anda hiçbir şey umurumda değildi artık.

"Buse? Ağlıyor musun sen?" Sesi şaşkın ve kızgın çıkmıştı. Neden kızgındı ki? Ne olmuş olabilirdi en kötü? "Ne oldu abla neden aradın?" Sorduğu soruyu görmezden gelmeyi seçmiştim.

"Nerdesin? Seni hemen almaya geleceğim."

"Hayır ben zaten eve geçeceğim. Kendim gelirim."

"Nerdesin dedim Buse?" Bayağı bağırmıştı bana. Neden bu kadar kızgındı anlamıyordum ki.

"B-ben arkadaşımda-" Sözümü hiç düşünmeden kesti. "Eser'de olduğunu biliyorum Buse ve sana çok kızgınım. Oraya geliyorum, ben gelmeden hiçbir yere gitmiyorsun. Anladın mı beni?"

"H-hayır abla düşündüğün gibi bir şey değil..." Telefonu kapatmıştı. Allah'ım nerden öğrenmişti bu kadın bunları.

Nerde olduğumu bile bile kırk kere sormuştu nerdesin diye. Neyi ispatlamaya çalışıyordu? Hem bu evin adresini nerden biliyordu ki? Buraya geleceğini söylemişti.

Bir an önce Eser ile konuşmam gerekiyordu. Ablam düşündüğümden daha çok kızmıştı bu olaya. Ayaklarımı yere sürte sürte odadan çıkıp aşağı kata indim.

Eser salondaki büyük tekli koltuğa gömülmüş camdan dışarıyı izliyordu. Elindeki viski şişesini kafasına dikerken ona yaklaştım. Beni fark etse de yüzüme dahi bakmadı.

"Ablam buraya geliyor." Yorgun çıkan sesime aldırış etmeden büyük bir yudum aldı. Bana neden böyle davranıyordu ki? Ben ne yapmıştım onu bu hâle getirecek? Sadece onu daha iyi tanımak istemiştim bu kadar.

"Bu mu? Konuşmayacak mısın benimle?" Sinirle çığırmıştım. Ablam buraya geliyordu ve kim bilir bana neler yapacaktı Eser ile yaşadıklarım için. Kim bilir ne azarlar işitecektim ve bunların hiçbiri Eser'in umurunda dahi değildi.

Ruhsuz bakışlarını yüzüme çevirdi. Yüzünde herhangi bir ifade yoktu. Acı çektiğini sanıyordum ama acıdan bile eser yoktu ki yüzünde. Dümdüz yüzüme bakıyordu sadece.

"Git burdan." Monoton sesi boğazıma bir düğüm daha atmıştı. Neden bana bir hiçmişim gibi davranıyordu?

Hem kendi söylememiş miydi bana karşı Ahu'ya hissettiklerinin aynısını hissediyor diye? O zaman neden şimdi önemsemiyordu beni?

Ben öylece kalakalmışken zil sesi dehşet içinde kapıya bakmamı sağladı. Ablam burdaydı. Ona ne anlatacaktım? Nasıl izah edecektim her şeyi? Eser'in hâli de hâl değildi üstelik.

Eser yüzüme baktı ve ayaklandı. Nihayet bir şeyleri umursamaya başlamıştı. Kapıya doğru yavaş ama sağlam adımlarla ilerliyordu. Demek ki aldığı onca alkol henüz kanına karışmamıştı.

paramparça | gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin