Azad Timi

14.bölüm (2.kısım)

Selamlar,bu bölüm 14.bölümün 2.kısmı neden böyle yaptım diye sorarsanız benim arkadaşlarım bölüm atmam için beni darlıyorlar aslında onlar olmasa çoğu zaman bölüm bile atmam,ve arkadaşlar birşey fark ettim çok ergence yazmışım bunu fark ettim bu yüzden daha olgun şekilde ilerleyeceğiz ilerlersek.

Düzenli bölüm atmayı hedefliyorum.

"Eee siz nereye gideceksiniz şimdi?" Diye sordu Mehmet

"Eve" diye öne atladı Eylül

"Eylül bak kaç kere dedim ben o eve git-me-ye-ce-ğim"

"Başka nereye gidebiliriz acaba Nazgül biraz düşün ya"

"Düşünmüyorum ben o adamın evine git-mem"

"O adam dediğin babamız"

"Bugüne kadar babalık mı yapmışta şimdi babalık yapacağı tutmuş ha sen çok istiyorsan senin baban olabilir ama benim babam değil"

"Ben çok mu memnunum fakat nereye gidicez gidecek yerimiz yok çalışmaya başlamadık paramız yok nerede kalacağız"

"Tamam Eylül yeter ben hallederim"

"Nasıl halledeceksin Nazgül iş ile aş'ı birbirine karıştırıyorsun sen böyle devam et tamam mı?"

"Eylül ben bir daha o adama dönmem iki yaşında bizi terk eden adama dönmem onun evinde yaşamam onu istemiyorum tabi senin için hava hoş nede olsa senin umrunda değil ama bana yaptıkları Eylül ben katlanamıyorum işte buna"

"Yeter Naz insan içindeyiz herkes bize bakıyor"

"Hep böyle yap zaten"

"Naz yeter!"

Yüzbaşı'ndan

Ben seviyorum Gece'yi hemde çok görev bitti ona olan şüphelerimiz bitti ben artık onu istiyorum onu seviyorum
ama kabulleniyorum neden bilmiyorum belki sevgiden kaçıyorum ama yapamıyorum.

Yüzbaşı bir delilik yaptı yani günlerdir aklında olan o şeyi.

Kalkıp hızla Albayın odasına ilerledi.
Kapıyı tıklattı üç sefer ve "gel" sesinden sonra hızla kapıyı açtı.

Asker selamı verdi ve karşısındaki yüze baktı yüzbaşı.

"Oo yüzbaşım hayırdır hangi rüzgar attı seni buraya"

"Komutanım benim Gece'ye olan hislerimi biliyorsunuz artık ona olan şüphelerimizde bitt-"

"Yüzbaşı ne demek istediğini anladım ama kıza ne diyeceksin şüphelerimizden dolayı öyle davrandık mı diyeceksin? biliyorsun o kız seni seviyor zaten aslında tek sen değil herkes biliyor o gün o gelen şeyi izleyen herkes hem de herkes kız demez mi ben kadar yürekli olamadın nasıl sevda bu demez mi? benim için sıkıntı yok oğlum ama biliyorsun Gece bizim için değerli bir parça hırslı ve başarılı bugüne kadar ondan şüphelendiğimiz için onu görevlere dahil etmedik toplantılarada öyle ki,hata ettik biliyorum bize o kadar kırgın ve kızgın ki belli etmese bile gözlerinden anlaşılıyor biz o kızı biraz daha üzemeyiz hakkımız yok sen görev için yeterince üzdün zaten"

Başım istemsizce öne eğildi çünkü canımdan çok sevdiğim,saçının bir teline zarar gelse dünyayı yakacağım kişinin canını ben yaktım sırf boş bir şüphe için.

"Eğme başını,şimdi ne diyeceğini düşün bir çıkış yolu bul sonra ne yaparsan yap ama kızı üzme yoksa bende seni güzel üzmesini bilirim hadi dışarı ha bir de çocuklar akşam sizin lojman'ın orada mangal yapacaklarmış,saz falan olacakmış beni davet ettiler ben gençler takılsın diye gelmek istemedim sende timine söyle gidin beraber "

"Emredersiniz komutanım" asker selamı verdim ve dışarı çıktım.

Bizim Tim'e de açtıkları saçma salak guruptan mesaj göndermek için telefonu cebimden çıkardım hızla.

WhatsApp'a girdim ve üstteki gruba tıkladım.

                                 "Emre'nin Mafyaları"

Yüzbaşı: Akşam lojman'ın orada ki parkta mangal olacakmış gelin saat tam 19.30'da orada görmezsem sizi, hepinizi teker teker biryerlerinizden vururum.

Mert: komutanım şey ben gelmesem

Yüzbaşı: neden elin,ayağın yokmu sakat mısın?

Mert: estağfurullah komutanım ama

Yüzbaşı: e o zaman akşam orada olacaksınız hepiniz özellikle sen Mert.

Gece: ben gelmiyorum Mert'de benimle olacak o da gelemiyor.

Gelen mesajı en az üç kere okudum ne gibi bir işleri olabilirki bunların tam ben bunu düşünürken merdivenden inen ve elinde telefona bakan Gece'yi gördüm.

Merdivenlerden indi yere tam adımını attı bende o an onu kolundan sıkıca tuttum ve zorla hemen yanımızda bulunan odaya soktum.

"Ne yaptığını sanıyorsun bıraksana!" Hemen ağzını kapattım sol elimle ve duvara yaslamasına izin verdim sırtını.

"Şşt güzelim bir sakin ol"

Elimi tüm kuvvetiyle iktirdi ve yüzüme baktı.

"Daha 2-3 saat önce sana gözlerim kör diyordun noldu açıldımı hemen gözlerin?"

Arkama bakındım oturacak bir yer bulmak için ve sonumda bir sandalye gözünr çarptı.

Gece'yi kucağıma aldım ve sandalyeye oturup ardın da onuda kucağıma yerleştirip kolunu bıraktım ve yüzüne baktım koca bir gülümsemeyle ancak o bana hayalet görmüş gibi bakıyordu.

"Sen napıyorsun?"dedi ve omzumu itekledi fakat bir faydası olmadı.

"Bir şeyleri konuşmamız gerek artık"

"Neyi konuşacağız,ben sana her şeyi o gün ölümle burun burunayken söyledim 'aşığım sana buz'dedim ya sen? tabi ya sormaya ne gerek var sende orada hala Gece köstebek diye düşünüyordunuz değil mi?"

"Gece bi dinle be-"

"Ben seni hep dinledim artık asıl sen dinle beni. Bana etmediğin kelime kalmadı,her sıfatı kullandın,her şeyi yaptın senden nefret etmem gerekiyor şuan burada da olmamam gerekiyor ama şu kahrı bela kalbe söz geçiremiyorum,seni seviyorum,köpek gibi aşığım sana yüzbaşı sana de-"

Dudaklarını öptüm,o kalın dolgun pembe dudaklarını öptüm.

Geri çekilip "sus Ay kızım,sus" güzel kızım bana bakıyordu şaşkın şaşkın haraket edemiyordu.

Haraket etmesi için tekrar öptüm ve hemen geri çekildim.

"Her şeyi anlatacağım sana,her şeyi telafi edeceğim birtanem biticek bu hasret güzelim"

Bir mırıltı çıktı dudaklarından.

Belki bir saat belki iki saat boyunca orada kaldık her şeyi anlattım ona belki kızdı,kırıldı ama beni anladı biliyorum çünkü konu vatansa gerisi yalandır.

Benim iki vatanım var biri ülkem,bayrağım,insanlarım,Mehmetçiklerim ve şehitlerim diğeri ise göz bebeğim,Gece'm,Ay kızım.

Merhabalar arkadaşlar,evet bölüm kısaydı biliyorum elbette ancak bir kitabım daha var ve kitabım fantastik onla uğraşırken buna vakit kalmıyor bunun dışında ve diğer yazdığım kitap dışında aklımda bir kitap fikri daha vardı ancak askeri bilgilerim buna yetmiyor bu yüzden yapma fikrini aklımdan çıkardım.

Lütfen oylarınızı ve eleştirilerinizi kesmeyiniz.

Yakın zamanda tekrar görüşmek dileğiyle.