13. BÖLÜM: YOK EDİLEN KRALLIK

34 5 78
                                    

Üşüyorum.

Sanki ölü bir bedenin içinde dünyayı geziyorum.

Çok tanıdık olmasına rağmen bir o kadar da yabancı olan sokaklarda adım atarken sert bir rüzgâr yüzüme doğru vuruyor. Önüme gelmesini beklediğim beyaz saçlarım kımıldamıyor bile. Elimi başıma götürüyorum ve belime kadar uzanan saçlarımın bir erkeğinki gibi kısa olduğunu fark ediyorum.

"Baba!" diye sesleniyor küçük bir çocuk. Daha sonra yanıma koşup elime tutunuyor. "Baba, eve dönelim! Lütfen, korkuyorum."

Gözleri yaşlı erkek çocuğuna şaşkınlıkla bakıyorum. "Ailen nerede?" diye soruyorum. "Neden yalnızsın?"

"Baba ne diyorsun?" Çocuk boşta olan eliyle gözyaşlarını siliyor. "Baba!" diyor ağlamaklı bir sesle. "Kanaman var, eve dönelim!"

Elimi ondan kurtarıp birkaç adım geriliyorum. "Evine dön çocuk!" Arkamı dönüp ondan uzağa koşuyorum. Havada beni çocukluğuma götüren bir koku dönüyor, kokunun sahibi beni yanına çağırıyor.

Kendimi kontrol edemeden ona doğru koşuyorum. Yolda birkaç kişinin bana seslendiğini ve geri dönmem gerektiğini söylediğini anımsasam da onları dinlemiyorum. Bana bir adamın adıyla sesleniyorlar. Dikkatimi buna veremiyorum bile.

Tökezliyorum, bazen yere düşüyorum, içimdeki bir ses çığlık çığlığa ağlıyor ve geri dönmemi söylüyor. Gökten dünyamıza gelen şimşeklerin her biri bana kaçmam gerektiğini haykırıyor.

Daha hızlı koşuyorum. Küçük bir kız çocuğunun çığlığını duyduğumda adımlarım yere çivileniyor. "Anne!" diye bağırıyor küçük kül. "Edgar baba!"

Birkaç adım atıp bana çok tanıdık gelen o sese doğru gidiyorum. Karşıma önce bir saray çıkıyor, daha sonra beyaz saçları daha omuzlarına gelen kız. Kız arkasına döndüğünde ben de oraya bakıyorum ve sarı saçlı bir erkek ve kadını görüyorum. Başlarındaki ihtişamlı taçlar onların hükümdar olduğunu anlamamı sağlıyor.

"Onu görmüyor musun Amelcia anne? Orada! Bana bakıyor. Gülüyor!"

Genç kadın eğilip kızın saçlarını okşuyor. "Sakin ol Freya. Bana bak, derin bir nefes al." Kadının korku dolu bakışlarına rağmen sesinin sakin oluşunu garipsiyorum. Ancak o an küçük kızın avuçlarında birikmiş dört elementin dansını görüyorum. Evrenin kraliçesi, Denge ve Düzenin hükümdarı...

İkisinin önüne geçmiş adam, elini önüne tutmuş, üçü etrafında rüzgârdan bir kalkan oluşturmuş bekliyor. Küçük kız bağırıyor. "Onu görmüyor musunuz?"

"O neye benziyor Freya?"

Küçük kız kollarını kadının boynuna dolayıp hıçkırıyor. "Korkunç mavi gözleri var! Aslan gibi anne... Aslanlar gülmez ki!" Küçük bir çığlık kokuyor dudaklarının arasından.

"Küçüktün." diyen Kiana'nın sesini duydum. "Çok küçüktün ama bir o kadar güçlüydün de. Öyle ki Yıldız Kuşağı'nı bile sarsacak kadar büyük bir deprem yaratmayı başarmıştın."

Kadın eşine dönüyor. "Vespera..." diye fısıldıyor.

Adam çaresizce başını iki yana sallıyor. "Evren koruyucusuna karşı çıkacak güçte değiliz Amelcia!"

Adının Amelcia olduğunu öğrendiğim kadın, küçük kızı bırakıyor, onu arkasına alıp ve doğrudan karşıya bakıyor. "Freya'yı ona veremeyiz Edgar."

"Custos Siderum senin böylesine güçlü olmana biraz hayranlık duyuyor biraz da nefret besliyorlardı çünkü güçlerine benden daha çabuk adapte olmuştun. Onlar, beni senin öldürdüğünü düşünüyordu."

LANETLİ KRALLIK - KRALİÇE'NİN İNTİKAMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin