Yalı Çapkını Alternatif 14. Bölüm

1.1K 56 5
                                    

AÇIKLAMA: Veee işte o bölüm. Bu bölümün orijinali de çok güzel o yüzden çoğunlukla aynı ama yine de değişiklikler yaptım. Bu bölümden sonrası ise çok farklı olacak. 13. Bölümüme de ufak bir diyalog ekledim, bu bölümle bağlamak için. (Pelin-Ferit'in bağ evindeki diyalogu) Okumaya devam edenlere teşekkürler :)

Ferit ve Seyran hala kendilerinden geçmiş bir şekilde öpüşürken Seyran en sonunda kendine gelir ve ne yaptığının farkına vararak hızla kendini geri çeker. Seyran ve Ferit'in kolları birbirlerinin üstünde, birinin saçı diğerinin sakalına karışmış, dudakları şişmiş bir şekilde; öpüşürken kendilerinden geçtiklerinin, adeta tek bir beden olduklarının farkına varıp şaşkınlık içinde birbirlerine bakarlar. Ferit boğazını temizler, daha ciddi bir surat ifadesine bürünerek hislerini saklar ve yerden çantalarını alıp arkasını dönerek gider. Seyran ne olduğunu anlayamaz ve hayal kırıklığı içinde az önce ilk öpücüğünü Ferit'le yaşadığının ve Ferit'in de çekip gittiğinin farkına varır. Öfkeyle dolup taşan Seyran da hızla dışarı çıkar. Telefonla konuşan Yusuf'u görüp ne olduğunu sorar. Yusuf ağlamaklı şekilde "Halis Ağa'yı hastaneye kaldırmışlar oraya gidiyorum" der. Seyran da tek başına rezidansa döner.

Halis Ağa'yı ambulansla hastaneye götürürler. Bütün ev halkı gözyaşları ve telaş içerisinde peşinden giderler. Halis Ağa'nın hastalandığı, ne kadar gizlemeye çalışsalar da gazetelere de haber olur. Kazım da rezidanstayken haberi görür ve hastaneye gider. Seyran rezidansa gelir, odasına çıkar. Suna:

+Seyran!? Ne oldu, ne yaptın, yetiştin mi?

-Yetiştim...

+Eee, ne bu hal?

-Ferit gitti abla.

+Nasıl ya, sen konuştun mu? Niye gitti?

-Konuştum..Hatta öptüm.

+NEEE!? ÖPTÜN MÜ?

(Seyran Suna'nın ağzını kapatır.)

-Abla, bağırma halam duyacak. Evet öptüm maalesef. Baya bayaa uzun uzun öptüm hem de çok utanıyorum kendimden.

+O da döndü gitti yani bunun üstüne.

-Evet, her zamanki Ferit işte bencil, geri zekalı. Zaten ne bekliyorsam, boşu boşuna rezil ettim kendimi.

(Suna gülmesini bir türlü tutamaz.)

+Bu senin için ne kadar büyük bir şey bilmiyor tabi Ferit. Sen tiksinirdin erkeklerden, sana yan bakanları bile döverdin hatırlıyor musun?

-Ee işte haklıymışım tiksinmekte. Şu anki sinirimle ben de New York'a gidip Ferit'in ağzını burnunu kırıp geri dönebilirim.

+ Boş ver şimdi onu, nasıldı anlatsana, romantik miydi, heyecanlandın mı, ne hissettin?

-Ablaaaa!!

+Offf tamam ya, sinirin geçince anlatacaksın ama kaçış yok.

Seyran, Suna ve Hattuç hastaneye giderler. Hastane girişi magazin doludur. Seyran'a Ferit ve Halis Ağa'yla ilgili bir sürü soru sorarlar. Seyran hiçbirine cevap vermez. Bu magazin olayına alışmak Seyran için zor oluyordur. Seyran içeri girer girmez Gülgün'e sarılır. Gülgün'ün gözleri dolu dolu olur. " Gel oturup konuşalım" der. Gülgün Seyran'dan özür diler, Ferit gidince ona kızdığı için. Seyran " asıl ben özür dilerim, kendimi çok suçlu hissediyorum" der. Gülgün ona "senin ne suçun var" diyerek Seyran'ı teskin eder. Seyran Gülgün'e Ferit'le ilgili gerçeği söylemek zorunda hisseder:

-Gülgün Anne... Ferit...

+Ne oldu Ferit'e, bir haber mi aldın yoksa?

-Ferit. Gitti. New York'a.

YALI ÇAPKINI - EN BAŞA DÖNÜLMELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin