AÇIKLAMA: 8. Bölüm son sahnede Ferit- Seyran kavga eder. Seyran Ferit'e ağır sözler söyler. Sonra ablası için yardım ister. Ferit Seyran'ı öylece bırakıp sinirle dışarı çıkar. Ferit arabada son sürat giderken Seyran Ferit'e ulaşmaya çalışır. Ferit en sonunda Seyran'ın telefonunu açar. Ferit'in dikkati dağılır, kaza yapmış gibi olur, Seyran telefondan duyar, telefon kapanır. Bölüm Ferit kaza yaptı mı yapmadı mı ikilemiyle, Seyran'ın endişesiyle biter. Gecelik sahnesi yok.
*Bu bölümde sadece değiştirdiğim sahneler ve eklediğim birkaç monolog yer almaktadır. Diğer bölümler daha uzun ve detaylı olacaktır. *
Seyran odada bir ileri bir geri gidiyordur. Ferit'e ulaşmaya çalışır ancak bir türlü cevap alamaz. Korktuğu şey olduysa ne yapacağını, kime gideceğini bilmiyordur. Ferit'e bir süre daha ulaşamazsa evdekilere haber vermeyi düşünüyordur. Son bir kez daha arar, bu sefer telefon açılır.
-Efendim, Seyran.
+Ferit! (seyran iç geçirir)
-Seyran ne oldu ya elli kere aramışsın?
+ Telefon kapanmadan önce bir sesler geldi arkadan korktum, iyi misin ne oldu?
-O şeydi ya önüme köpek çıktı direksiyonu kırdım, kaza mı sandın sen? Bir iki küfür-korna yedim trafikte o kadar.
- Ödüm koptu Ferit, neden cevap vermiyorsun telefonuna, neredesin şimdi?
+ Hayırdır Seyran, sen niye bu kadar endişelendin ki? Ne oldu, vicdan mı yaptın? Çok mu umrunda iyi miyim, Neredeyim?
-Ferit-
+Pelo'dayım Seyran. Oldu mu, rahatladın mı? Bana iyi gelen tek kişinin yanındayım. Keyfim yerinde yani merak etme.
-İyi ne halin varsa gör, seni merak eden de kabahat.
+Başka bir şey demeyeceksen kapatıyorum.
Seyran suratına kapatır. "Bono oyo golon tok koşonon yonondoyom. Gerizekalı ne halt ediyorsan et bana ne. (alnına vurup) Aptalım ben aptal"
Ferit Seyran'a hala kırgındır ama Seyran'ın onun için endişelenmesi hoşuna gitmiştir. Ferit'in Seyran'la konuşmasını kapının arkasından dinleyen Pelin keyifle içeri girer " Ne oldu, Seyran'la kavgalı mısınız?"
diye sorup getirdiği şarap kadehlerini sehpaya bırakır. Ferit: " Boşver Seyran'ı ya biz keyfimize bakalım. " diyip şarabı bardaklara döker.
Seyran Ferit'e sinirini unutup, ablası için bir şeyler düşünmeye başlar. Halis Ağa'dan yardım istemeyi düşünür ama Halis Ağa'nın onların aile meselelerine karışmak istemeyeceğinden emindir. Aklına hiçbir yol gelmez, her zaman olduğu gibi kendi başına halletmeyi planlar. Sabaha kadar gözüne doğru düzgün uyku girmez. Telefonuna gelen her bildirimde yerinden sıçrar. Sabah olur hala ablasından haber alamaz. Ferit de odada yoktur. Bütün geceyi Pelo'da geçirdi demek diye düşünür. Normalde Ferit'i arayıp kahvaltıya gecikmemesi için uyarması gerekir ama Seyran Ferit'e sinirli olduğu için yardım etmek istemiyordur. Zaten kahvaltıdan sonra bir yol bulup rezidansa gidecektir, Ferit'e harcayacak enerjim yok diye düşünür. Telefonuna bakınca Ferit'ten gelen "dedem kahvaltıya inecek mi?" mesajını görür, görmezden gelip cevaplamaz. O sırada Latif Efendi kapıyı çalar. Hızlıca odayı toplayıp açar. Latif Efendi; Halis Ağa'nın kahvaltıya inmeyeceğini, isterlerse odaya kahvaltılarını yollayabileceğini söyler. Seyran olur, der.
Kahvaltı gelince Ferit banyodaymış gibi yapar. Kahvaltısını odaya Sultan getirir. Sultan gözleriyle odayı didik didik inceledikten sonra Seyran'a : Ferit Bey yok mu ? diye sorar. Sultan'ın meraklı gözlerle odayı incelediğini fark eden Seyran, bu soruyu sorma biçimini garipseyip:" Ferit banyoda çıkar birazdan" der.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALI ÇAPKINI - EN BAŞA DÖNÜLMELİ
Lãng mạnBu bir Yalı çapkını fix-it au'dur. Yani yalı çapkını evreninin başka bir senaryoyla yazılmış, kendi açımdan senaryo hataları düzeltilmiş, baştan kurgulanmış halidir. Biraz da biz revize yapalım diyerek, Yalı çapkını dizisine alternatif bir evren yar...