BÖLÜM 48

60 14 10
                                    

EUN'DAN

Canım çok sıkılıyordu.

Aşağı insem mi inmesem mi diye düşünmeye başladım.

Çok sıkıcıydı.

Belki de aşağı inmek en iyisi olacaktı.

Telefonumu kaldırıp baktım.

Hiçbir bildirim yoktu.

Ne bir mesaj, ne bir uygulama bildirisi, ne de bir bildirim...

"Offf yaa, keşke birisi mesaj yazsa..."

Dedim kendi kendime.

Yatağın üzerinde oturmuş, bilgisayarına giren Cha konuşmaya başladı.

Cha:
–Belki işleri vardır, o yüzden kimse yazmıyordur

Ben:
–Herkesin de işi olamaz ama Cha

Başını bilgisayardan kaldırmadan,

Cha:
–O zaman sen yaz

Mantıklı bir cümleydi.

Ben:
–Kime?

Cha:
–Bilmem...Aklına ilk gelen kişiye yaz

Ben:
–Gruba yazayım mı?

Başını kaldırmadan sadece kaşlarını kaldırarak bana baktı.

Cha:
–Aklına ilk gelen kişiye yaz

Ben:
–Kimse gelmiyor ki!?

Cha:
–Yalan söyleme Eun

Ben:
–Senin aklına ilk gelen kişi kim peki?

Tek düze bir cevap verdi.

Cha:
–Bangchan

Sırıtarak baktım yüzüne.

İki kaşığı aynı anda kaldırıp indirdim.

Cha:
–Ne düşünüyorsun?

Koltuktan kalktım.

Ve yatağa tam yanına oturdum.

Kollarımla omzunu sardım.

Ben:
–Ona yazsana

Cha:
–Yürü git

Ben:
–Banane

Cha:
–Ya sen yazsana Lee Know'a

Ben:
–Banane, ilk öneren sendin hadi

Cha:
–İnsanı söylediğine pişman ediyorsun

Ben:
–Banane banane banane

Cha:
–Sen kafayı sıyırmışsın kızım

Ben:
–Aç telefonu yaz ona

Cha:
–Sen Lee Know'a yazsana

Ben:
–Hayır, o bana yazacak

Cha:
–O zaman çoktan yazması gerekmez miydi?

Ben:
–Nasıl yani?

Cha:
–Ne bileyim yani, o bana yazacak diyorsun ama çoktan yazması gerekmez miydi?

Ben:
–Niye?Bangchan sana yazıyor mu ki?

Cha:
–Ben yazmadan...

Şuanda Cha'yı aşırı kıskandım.

Ben:
–Kibar ve nazik bir adama sahip olduğun için çok şanslısın Cha

Cha:
–Yazmayacak mısın?

Kendimi koltuğa attım.

Telefonumu çıkardım.

Lee Know'un profiline baktım.

Ve geri kapatıp telefonu üzerime koydum.

Ben:
–Hayır

Cha:
–Sen bilirsin ama yazsan daha iyi olacak bence

Ben:
–Yazsam daha kötü olacak bence

Cha:
–Neden?

Ben:
–Öyle

Tavana bakmaya başladım.

Bu tavana bakma işi benim için gündelik bir aktivite gibi birşey olmuştu artık.

Cha ile konuşurken sanki derdini psikiyatriste anlatan bir hasta gibi hissediyordum.

Cha:
–Adam kadını bekledi,
Seviyorsa yazar diye,
Kadın adamı bekledi,
Seviyorsa yazar diye,
En sonunda ikiside kaybetti...

Ben:
–Neden şimdi bunu söyledin?

Cha:
–Ya seviyorsa yazar diye oda bekliyorsa?

Ben:
–Ya seviyorsa yazar diye ben bekliyorsam?

Cha:
–Ama öyle olmaz ki, birinizin adım atması lazım

Ben:
–Olmaz ki, Lee Know zaten istemiyor

Cha:
–Nereden biliyorsun?

Ben:
–Ne zaman yanında olsam "Olmayacak" ya da "Beni kazanman için sınırları aşman gerek" diyor

Cha:
–Sende sınırları aş

Cha'ya göz ucu ile baktım.

Ben:
–Nasıl yapmamı bekliyorsun?

Cha:
–Orasına ben karışamam

Ben:
–Offfff...Çok şanslısın...

Cha:
–Öyle demeyi kes, ikimizde çok şanslıyız

Ben:
–Doğru aslında ama neyse

Cha:
–Herneyse...

Ben:
–Hala kimse yazmadı ama

Cha:
–Sen yaz

Ben:
–Yazmayacağım ama...

Cha:
–Ama ne?

Ben:
–Lee Know'un yanına gideceğim

Cha:
–That's My Girl

Cha'ya görüşürüz diyerek odadan çıktım.

Lee Know Hazretleri ile görüşmeye gidiyordum.

Görende Belediye Başkanı ile görüşüyorum sanacak ha...

STRAY KİDS ~ İMKANSIZIN SAHİBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin