CHA'DAN
Sabah kalktığım gibi hemen aşağı indim.
Kahvaltı için sabırsızlanıyordum.
Ama kahvaltı hazır değildi.
Kendi kendime 'Nasıl yani?Daha kimse uyanmadı mı? Dedim.
Sanırım kimse uyanmamıştı.
Bende kendim hazırlamaya karar verdim.
Buzdolabını açtım ve elime gelen kahvaltılığı masaya yerleştirdim.
Masaya göz gezdirirken merdivenlerden ayak sesleri gelmeye başladı.
Arkamı dönüp merdivenlere baktığımda Bangchan'ın esneyerek geldiğini gördüm.
Ben:
-GünaydınBangchan:
-Günaydın uyanmışsınBen:
-EvetBangchan:
-Kahvaltı hazır mı?Ben:
-Evet ama bunları yiyemezsin çünkü şuan rüyadasınBangchan:
-Rüya mı?Ben:
-EvetUykulu olduğu için şaka yapmanın tam zamanı diye düşündüm.
Bangchan:
-O zaman bu en güzel rüyalarımdan biriBen:
-Ne yani?En güzel rüyan kahvaltının hazır olması mı?Gülmeye başladım.
Bangchan:
-Hayır, senKüçük bir kalp krizi...
Ben:
-Şuan uykulu olduğun için öyle söyledin değil mi?Bangchan:
-Yarım saat önce uyandım, ne yapacağını merak ettimÇok daha küçük bir kalp krizi...
Ben:
-Tamam, hadi geç bakalımSandalyeyi açarak oturacağı yeri işaret ettim.
Bangchan:
-Bakıyorum da, iyice centıl olmuşuzBen:
-Tabii, ne sandın?Bangchan:
-İyi, hadi yanıma oturBen:
-Karşına geçeyimBangchan:
-Yanıma oturBen:
-Tamam, oturayım öyleyseYanına oturdum.
Bana döndü.
Omzumu sandalyeye dayayarak ona baktım.
Ben:
-Ee...Böyle bakışacak mıyız?Bangchan:
-Benim için sorun olmazBen:
-Ee...Bangchan bey partide ne giymeyi düşünüyorsun?Bangchan:
-Bilmem, sürpriz olsun hem sen ne giyeceksin?Ben:
-Sürpriz olsunBangchan:
-Sürprizleri severimBen:
-Bende öyleBakışmaya devam ettik.
Gözleri çok güzeldi.
Nasıl kendini kötü görebilirdi ki?
Hâlbuki o dünyanın en yakışıklı insanıydı.
Tam bakışmaya devam ederken sesler gelmeye başladı.
Seungmin:
-Bana bak Jisung senin saçını başını yolarımJisung:
-Yolasana hadi, nasıl yapacağını merak ediyorumSeungmin:
-Gösterim mi?Jisung:
-GösterSeungmin Jisung'un saçını tuttu.
Resmen çocuk gibilerdi.
Jisung ile saç baş girişirken Bangchan ile gülme krizine girmiştik.
Ama kavga Seungmin'in başına bir terliğin gelmesiyle bitti.
Seungmin:
-Ay ne oluyor be?Hyunjin:
-Kavga etmeyin lan tırreklerBangchan:
-Beyler hadi sofraya daha şirkete gideceğiz, belli ki çok enerjiksinizSeungmin:
-Jisung yüzünden uykumdan oldum, üstüme atladı ya belki şirkete bile gelemeyebilirimJisung:
-Kaytar tabiBen:
-Tamam yeter, yiyin hadiChangbin ile Jeongin de ardarda gelmeye başladılar.
Sadece 3 kişi kalmıştı.
Onlar da gelince Sivas kongresi tamamlanacaktı.
LEE KNOW'DAN
Yeni uyanmıştım.
Kimse mi uyandırmadı beni diye düşündüm.
Eun'dan sonra kimse beni uyandırmaya gelmemişti.
Ne yalan söyleyeyim onu özlüyordum.
Ve bu yeni seneye onunla küs bir şekilde girmek istemiyordum.
Ama her zaman ki gibi ne yapacağımı bilmiyordum.
Dalmış olmalıyım ki kapı çaldığında sarsıldım.
Gel diye seslendim.
Kapıyı çalan kişi Felix'ti.
Felix:
–Ne yapıyorsun burada?Kahvaltıya gelecek misin?Ben:
–GeleceğimFelix:
–Tamam, gelirken Eun'u da sen çağırırsın artıkBen:
–O uyanmadı mı?Felix:
–Hayır, uyandığı için uyandır diyorumBen:
–Hah, çok komikFelix:
–Komik tabi, hem gelirken sohbet edersinizBen:
–Bilerek uyandırmıyorsun onu, onunla konuşayım diyeFelix:
–O kadar belli oluyor mu ya?Herneyse...Evet, git onu uyandır konuş aranızı düzeltin ve kahvaltıya gelinBen:
–Başka ne istersiniz efendim?Çamaşırlarınızı da yıkayım mı?Felix:
–Çok iyi olur ya, zaten yıkayamamıştım sana da zahmet olacak ama neyseFelix'in esprisine güldükten sonra beraber odadan çıktık.
O aşağıya inerken bende Eun'un odasının kapısına bakıyordum.
Tamam, içeri gireceğim...Peki, konuya nasıl gireceğim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STRAY KİDS ~ İMKANSIZIN SAHİBİ
Fanfic"Bu oyun iki kişilikti ama kaybeden olmadı..." "Nasıl yani?" "Ben seni kazandım, sen imkansızı..."