king's crown

◇11◇

(Minho)

Kapımın çalınması ile hızla olumlu bir komut vermiştim. İçeriye nefes nefese giren Soobin ile kaşlarımı çattığımda hemen konuşmaya başlamıştı.

"Efendim uyandı. Changbin uyandı!"

Duyduğum şey ile oturduğum yerden hızla kalkıp kapıya yönelmiştim.

Hızlı adımlar ile odadan çıktığımda Soobin de peşimden geliyordu. En sonunda istediğim yere ulaştığımda kapıyı hızla ittirip içeri girmiştim. Kapı açılır açılmaz görüş alanıma giren beden ile duraksadım.

"Minho"

Changbin bana bakıp gülümserken ben hala ona öylece bakıyordum.

"İyisin..."

"İyiyim"

Söylediği şey ile yüzümde ufak bir gülümseme oluştuğunda yavaşça yanına doğru ilerledim. Bedeninde hala sargılar vardı.

"Bu sargılar seni tam bir savaşçı yapmış be Chang!"

"Sende oldukça yakışıklı bir prens olmuşsun Min! Tabii benim kadar olmasada"

"Bir yerinde ağrı var mı Changbin?"

Yanımdan gelen ses ile bakışlarımı oraya çevirdiğimde Changbin ile ilgilenen Soobin'i fark etmiştim.

"Hayır ağrım yok Soobin"

"Oh tanrıya şükür! APTAL SEN ÖYLE GELİNCE NASIL KORKTUK HABERİN VAR MI!?"

"Beni bu kadar çok sevdiğinizi bilmiyordum ya"

"Changbin"

Changbin ona seslenmem üzerine bana döndüğünde devam ettim.

"Sana kim yaptı bunu?"

Sustu. Konuşmadı, gözlerini benden kaçırıp yerleri incelemeye başladığında bir süre sonra yine bana döndü.

"Bunu seninle sonra konuşalım Min... yalnız"

Başımı olumlu anlamda salladığımda bir süre daha Changbin ile vakit geçirmiştik. Onu cidden çok özlemiştim.

"Min hala kasabaya inmene izin yok mu?"

"İşte bir işim olmadıkça çıkamıyorum en son dün yarışma için ödül bakmaya çıktım"

"Bu gün benimle çıkabilir misin?"

"Neden? Bir şeye mi ihtiyacın var?"

"Evet"

"Söyle getirteyim"

"Hayır hayır sakın yapma öyle bir şey! Kendim gidip bakmak istiyorum hem istediğim şeyleri askerler falan bulamaz!"

"Tamam o zaman akşam odama gel seni istediğin yere götüreceğim"

"Akşam mı?"

"Evet, akşam. Şimdi gitmem gerek askerlerin idmanını kontrol etmeliyim ayrıca yarışma için hazırlıklara bakmalıyım"