◇8◇

1.8K 357 599
                                    

(1 ay sonra)
(Jisung)

"Hadi ama Minho!"

Yüzümde yalandan bir sinir ile hemen arkamdan yavaş adımlar ile gelen Minho'ya bakıyordum.

"Tamam geldim kızma işte"

"Çok yavaş ve uyuşuksun biliyorsun değil mi?"

Kollarımı göğüsümde bağlayıp kurduğum cümle ile hafifçe gülmüş ve kafasını iki yana sallamıştı.

"Sen nasıl bir prenssin böyle bir de kral olacaksın"

Minho'nun kaşları söylediklerim ile havalanırken yüzünde ki gülümseme silinmiş onun yerini şaşkınlık almıştı.

"Öyle mi?"

"Öyle- Ah!"

Aniden kendimi yeşil çimlerin üstünde bulduğumda gözlerim kocaman açılmıştı. Fakat sorun sırtımın çimler ile buluşması değil, hemen üstümdeki Minhoydu.

Kalbim delicesine atmaya başlarken kahvelerinin gözlerimi bulması ile yutkundum.

"Demek ben iyi bir kral olamam öyle mi?"

"Ben şey-"

"Demek iyi bir prens değilim öyle mi?"

Aniden karnımda hissettiğim parmaklar ile olduğum yerde kıvranmaya başlamıştım. Ben bir yandan kahkahalara boğulurken Minho ise beni gıdıklayarak, bana işkence etmeye devam ediyordu.

"MİNHO D DUR"

"Yine söylesene ha seni küçük sincap!"

"Tamam tamam özür dilerim! DUR"

Minho beni gıdıklamayı bıraktığında sonunda derin bir nefes alabilmiştim. Bir süre nefeslendikten sonra gülümsemeye başlamıştım. Mutluluk feromonlarım her yere yayılırken kiraz çiçeği kokusu her yere yayılmıştı. Aniden üstüme eğilen bedenle dona kaldım.

"Kiraz çiçekleri düşmeye başladı..."

Konuşurken dudakları boynuma çarpıyordu ve bu beni oldukça heycanlandırmıştı.

"Sen de gidersin diye çok korkuyorum Jisung"

Burnunu boynuma hafifçe sürttükten sonra geri çekilmişti. Kahveleri gözlerim ile buluştuğunda kalp atışlarım hızlanmıştı. Minho ile 1 aydır her gün buluşuyorduk. Aramızda tatlı bir bağ oluşmuştu kendimi sanki eksik parçamı bulmuş gibi hissediyordum.

Tabii ki sadece akşamları buluşabiliyorduk, bu ne kadar can sıkıcı olsada en azından günün son saatlerini birlikte geçiriyor ve oldukça eğleniyorduk.

Yakınlaştığımız bu süre boyunca Minho hakkında oldukça şey öğrenmiştim. Neleri sevdiğini, neler ile uğraştığını, nelerden nefret ettiği ve daha çoğu fakat beni en çok şaşırtan ve donup kalmamı sağlayan şey en sevdiği şeylerden birinin kokum olmasıydı.

Benden bazen feromon salgılamamı istiyor ve her seferinde kokumun ne kadar güzel olduğundan bahsediyordu. Bu ne kadar garibime gitsede hoşuma gitmiyor değildi o yüzden bu durumdan şikayetçi değildim.

king's crownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin