◇13◇

1.4K 293 722
                                    

(Yazar)

İki alfa o akşam her şeyi bir kişiye daha anlatmak zorunda kalmışlardı.
Yani en azından Minho kasabaya gelme nedenini Changbin olarak söylemişti. Changbin'in henüz Jisung'dan haberi bile yoktu.

O sırada Seungmin ise iki alfadan duyduklarını kafasında birleştirmeye çalışıyordu. Geçenlerde arkadaşından duydukları canlanmıştı aklında.

"Yani sen akşamları o tünelden gelip Jisung ile mi görüşüyorsun? Bunun böyle olduğunu tahmin etmemiştim"

Changbin, Seungmin'in söyledikleri ile kaşlarını çattığında hızla Minho'ya döndü. Minho'da ondan farksız görünmüyordu. Genç prensin yüzünde şaşkınlıkla karışık bir gerginlik vardı.

"Minho, Jisung kim?"

"Az önce siz gelince dükkandan çıkan arkadaşım"

Changbin anladım dercesine Seungmin'e kafa sallamış ardından yeniden arkadaşına dönmüştü. Ortamı derin bir sessizlik kaplarken bunu bozan Minho olmuştu bu sefer.

"Sana bunu Jisung mu anlattı?"

"Evet, geçen gün dükkanda kokusunun farklı olduğunu fark ettik. Sonra ondan laf almaya çalışırken sen geldin. İkiniz yaylara bakarken oklar falan düşmüştü yere. En son da sen onun kulağına bir şeyler söyleyip çıktın. Sen çıkınca da dikkatimizi dükkanda oluşan kahve kokusu çekti. Öyle olunca Jisung da anlatmak zorunda kaldı. Yoksa daha saklayacaktı da sincap kılıklı!"

Minho anladım dercesine başını sağladığın da Seungmin yeniden konuştu.

"Ama sanırım senin arkadaşın bunu bilmiyordu..."

"Evet, bilmiyordum."

Changbin kaşları çatık bir şekilde Minho'ya bakmaya devam ederken Minho derin bir nefes almıştı.

"Şimdi gitmeliyiz. Bunlar aramızda kalırsa sevinirim"

"Aramızda kalacağına emin olabilirsiniz Majesteleri!"

Minho gülümseyip başını sağladığın da kapşonunu kapatmış ardından yavaş adımlarla dükkandan çıkmıştı. Onu takip eden Changbin ile birlikte sonunda saraya vardıklarında hızla odasına girmiş ve pelerini bir kenara fırlatmıştı.

"Minho bana ne zaman anlatmayı düşünüyordun?"

O sırada içeri giren Changbin kapıyı yavaşça kapatıp Minho'nun yanına ilerlemişti. Bir yandan sorusuna bir yanıt beklerken sadece öylece ayakta duran prense bakıyordu.

"Anlaşılan konuşma zamanımız gelmiş ha?"

Prens yavaşça onaylar şekilde kafasını sağladığın da Changbin gülümsemiş ve yatağa oturmuştu. Minho da hızla ona ayak uydurup yatağa oturduğunda bir süre sessiz kalmıştı ikili. Ta kii Changbin konuşmaya başlayana dek.

"Aslında anlamam gerekirdi..."

"Ne?"

"Bu gün yarışmada gözlerin sadece o omeganın üstündeydi. Resmen onu gördükçe gözlerin parlıyordu. Ama yanına gelen biri olunca aniden somurtuyordun bunun arkasında bir şey olduğunu bilmeliydim!"

king's crownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin