B bloğuna doğru ilerliyordu Felix Hyunjin'i bulma umuduyla. Okul büyüktü ve bina bina dolaşıp hyunjini arıyordu Felix öğretmenleri bayan Mina istediği için. "Felix." kendini adımlarını izlemeye odaklayan felix ani sesle tırstı "Minho hyung. Çok korkuttun." Minho gülümsedi hafifçe "Özür dilerim. nereye böyle?" yan yana yürümeye başlamışlardı. "Hyunjin'i arıyorum. Bahçede veya sınıfta değilse müzik odasındadır ya da atölyede. Son çare de kafeterya olacak." Jeongin Seungmin ile kalmıştı o yüzden Minho'nun yapacak iyi bir işi olmadığından Felix'e eşlik etmeyi seçti.
Binanın içine girip resim dolu koridorlardan geçtiler. Kapısı kapalı odadan gitar sesi geliyordu. Felix kapıdaki küçük camdan içeride kimin olduğuna baktı. Hyunjin yerde bağdaş kurmuş oturuyor Jisung ise kravatını çözmüş elinde gitarla şov yapıyordu.
Kapıyı açtı.
"Hyunjin her yerde seni aradım. Bayan Mina seni çağırıyor." Hyunjin oturduğu yerden ayaklanıp amfiyle uğraşan arkadaşına baktı. "Gelirim birazdan." sınıftan çıktı ikili. Jisung ne cevap vermiş ne de varlığından bihaber olduğu Minho'ya bakmıştı. Ayarları bitirip çalmaya başladığında ise Minho büyülenmiş gibi önündeki bedeni izliyordu.
İlk üç düğmesi açık, kolları katlanmış gömleği, dağınık mavi saçları, esmer teni ve gülümsemesi. Tırnağındaki siyah ojeleri, gitarın üstünde oynattığı parmakları... Gerçekliği sorguladı Minho. Jisung üstünde hissettiği gözlerle çalmayı kesip kapı tarafına bakınca Minho'yla göz göze geldi. Amfiyi kapadı gitarı bıraktı, önce düğmeleri ilikledi sonra kravatını taktı. Saçlarını düzenledi ve odadan tek kelime etmeden çıktı. Kaçtı... Minho ise hala gördüğü kusursuz görüntünün etkisinde kalmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
