Açıklamalarla vaktini harcama. İnsanlar sadece duymak istediklerini duyarlar. ❄️
~
Hani bu gün geç gelecekti? Ne işi vardı şimdi burda. Her gün eve 8den sonra gelen adamın erken geleceği mi tutmuştu? Öfkeli olduğu her halinden belliydi. Elinde tuttuğu cam bardağı dudaklarına götürüp bir yudum aldıktan sonra bardağı tezgaha bıraktı ve ellerini cepine koyup kapıya doğru yaklaşmaya başladı.
"H-hoşgeldin neden bu kadar erken geldin işlerin çabuk mu bitti" diye sordum sesimin çatlamasına engel olamamışdım. "Kendi evime istediğim zaman gelemezmiyim?" diye cevap verince "Yok yani ondan değil tabii istediğin zaman gelirsin daha sofrayı falan hazırlamadım o yüzden dedim" çok hızlı bir şekilde söylemiştim bunları telaş olduğum her halimden belliydi. "Beklerim sorun yok nerdeydin?" çok hızlı bir yalan uydurmam gerekiyordu saçlarım maşalı üstüm başım düzgünken markete gitmiş olamazdım herhalde. "Kuaföre gittim fark etmedin mi?" dediğimde kıllarını bağlayıp düşünceli bir şekilde beni baştan aşağı süz dü.
Pek inanmış gibi durmuyordu "Gerçekten pes nasıl fark etmezsin yoksa beğenmedin mi olmamış mı acaba gidip farklı bi model mi istesem hiç mi olmamış ya neden öyle dedinki eskisi daha mı iyiydi??" kendimi r9le kaptırıp konuşmaya başlayınca o da afallamıştı. "Yok ben ne anlarım sen beğendiysen güzeldir herhalde" sorularım karşısında bu sefer o gerilmişti gülmemek için kendimi zor tutuyordum .
Daha inandırcı olsun diye suratımı asıp odaya geçtim. Kapıyı kapatınca derin bir oh çektim iyi kurtulmuştum. Aslında kurtulmuş sayılmazdım sorgu süreci tam olarak bitmemişti. Üzerimi değiştirip odadan çıktım ve mutfağa geçtim. Mufak kapısına dayanmış her hareketimi izlediğini biliyordum. Onbeş dakika boyunca bu devam ettikten sonra dayanamayıp dönüp "Bir şey mi soracaksın?" dedim. "Neden bana haber vermedin?" dediğinde "Bir anda karar verdim rahatsız etmek istemedim o yüzden aramadım. Özür dilerim bir daha olmaz böyle birşey. İstersin kedi köpeklere yaptıkları çip taktır her an haberin olur endişelenmezsin" sonlara doğru iyice sinirlenip Sesimi yükseltmiştim.
Çok büyük oynuyodum sonuçlarını düşünmeden ama her şey üs tüste geliyordu Furkan'ın dediklerinden sonra Mustafa'nın yaptığı en ufak harekette aşağılanmışım hissini fazlasıyla hissediyordum. Bu zamana kadar göz ardı ettiğim her şey için hıncımı çıkarmak istiyordum. "O sesini kıs" derken dişlerini sıkarak konusuyordu ve gözlerinden alev çıkacak gibiydi. "Kısmıyorum nolacak? 'Sus Berrak çok konuşma Berrak sesini alçalt Berrak bir şeyi de zamanında yap Berrak sözümün dışında çıkma Berrk' başka türlü konuşmayı bilmiyorsun bir kere ağzından iyi bir şey çıktığı duyulmamış emir vermekten başka bir şey yapmıyorsun hala memnun edemiyoruz" içimde ne var ne yok döküyordum
"Bana bak seni zorla tutan yok çekgit memnun değilsen bunları sen kendin kabul ettin şimdi dönüşün olmadığının sende farkındasın bende. En azından benimle iyi anlaşmaya çalış hayatını kendine Zehir etme. Yoksa ben çok iyi bilirim nasıl zehir edeceğimi Senle nasıl konuşacağımı sana sormayacağım hangi muaameleyi hak edersen öyle davranılırsın. Gayet de memnun ediyorsun sıkma güzel canını. Bu yaptıklarım yapabileceklerimin yüzde biri bile değil" dediği herşey hançer gibi kalbime saplanıyordu. Bakışları ruhumu delip geçiyordu. Sınırımı çok aşmıştım. Furkanda Muztafada dediği herşeyde çok haklıydı. Dediklerini hak ediyordum. Geldiğim yeri bilmeden konusmustum.
Dediğim hiçbir şeyin değerinin olmadığını yeterince yüzüme vurmuştu hiçbir cevap vermeden bir süre gözlerinin içine baktım. Sonrasında başımı çevirip yaptığın işe geri döndüm. Kafamın içindeki sesler yüzünden aklım bir karış havadaydı. Bu sırada defalarca kez dikkatsizlikten parmaklarımı kesmi5tim ama canımın acısını umursayamacak kadar kalbim kirilmisti ...
Sofrayı hazırlayıp isteksizce yemeye başladım. Gözyaşlarımı tutuyordum onun karşısında ağlay arak onu sevindiremezdim. Yemek boyunca gözleri üzerimdeydi ve ellerime baktığını fark etmiştim. Yerinden kalkıp bonyoya gitti ve elinde tentiriyot pamuk ve yara bandıyla geldiğinde kendimi geri çekip kendim yapabilceğimi söyledim. Ama dinlemedi ve bir şey söylemeden kendisi yapmaya başladı. Dediklerinden sonra bu benim için hiçbir şey iade etmiyordu.
Ellerimi suya tutmamam içinde bulaşıkları mutfağa götürüp mekineye diz di. Gidip yatabileceğimi söyledi bende hemen uyumak için yatağı yattım.
Gece şu içmek için kalktım. Mustafa elinde şişeyle oturur bir şekilde uyuya kalmıştı. Etrafa dökülmesin diye şişeyi elinden almak için uzandığım sırada şişeyi bırakıp diğer eliyle beni belimden tutup yanına oturttu. Anlık şokla ağzımdan ufak bir çığlık kaçmıştı . İşaret parmağını dudağıma doğru götürü "şşş" yaptı ve beni kendine doğru çekti.
.
.
.
Oy verirseniz sevinirim ballar 😽
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Kokusu
Любовные романыSorunlarla dolu bir evlilik mutlu bir yuvaya dönüşecek mi ?