Canı yanan sabretsin. Can yakan, canının yanacağı günü beklesin. 🌹
~
Yüzüme çarpan ışık hüzmesi ve arabanın çalan korona sesiyle donakalmıştım. Vücudum ayaklarımdan yere sabitlenmiş gibiydi. Beni kendine doğru sertçe çeken eller olmasaydı yaşanacak sonu düşünmek tüylerim diken diken etmeye yetiyor. Neyseki aracın şoförü de durumu soğukkanlılıkla yönet ip kendine zarar vermeden yoluna devam etmişti.
Hızlıca çekilen bedenim Mustafa'nın göğsüne çarpmıştı. O "Aklını mı kaçırdın ne diye yola atlıyorsun" şeklinde beni azarken ben hiç bir şey demeden önüme bakıyordum. Dediklerimi dinlemiyordum bile. Orada daha fazla durmak istemediğim için kapıyı açıp içeri girdim ve tuvaletlerin olduğu yere doğru yöneldim. Mustafa arkamdan seslen sede dönüp bakmadım.
Gelip bana bakması için Buse'yi göndermiş olacakki telaşla gelip ne olduğunu sordu. Ben de o sırada bozulan makyajımı düzeltmekle uğraşıyordum. "Ah yok bir şey canım her zamanki halimiz seni boş yere telaşlandırdı kusura bakma" Cevabımdan çok tatmin olmadığı belliydi.ben işimi bitirince birlikte çıktık ve salona geri döndük.
Mustafa diğer konutların yanında onlarla sohbet ediyordu. Umrumda olmaması gerekiyordu ama başkalarıyla konuşarak gülüp eğlenmesi istemsizce sinirimi bozmuştu. Fazla dik dik ve sinirli bakmış olacağımki diğerleri de dönüp baktığım yere baktılar. Sonrasında Kutay yanıma gelip "Yenge dün ve şuanda da aranızda ne oldu bilmiyorum. Akşam bana geldi burada kalacağını söyledi. onu uzun zamandır böyle üzgün ve öfkeli görmemiştim. Aranzda haklı haksız aramıyorum ama sakince çözmeye çalışın. Mustafa zor biri biliyorum aranızda kilere karışmaya çalışmıyorum. Sadece bilmeni isterim ki sen Mustafa'nın hayatında yer edinebilmiş onun için en değerli şeyhsin. Onun hareketlerin doğru olduğunu söyleyemem. Yanlışları var ve bunları yalnızca sen düzeltebilirsin. Vazgeçmeyin birbirinizden"
Söyledikleri içimi yumuş atmıştı tüm bunları duymak çok iyi gelmişti. Kutay'a sarılıp teşekkür ettim ve dediklerini yapacağıma söz verdim#
Gecenin sonuna doğru davetliler dağılmaya başlayınca bizde eve döndük. İkimizin de söyleyecekleri vardı fakat konuşmaya başlayamıyorduk. Öylece birbirimize bakıyorduk. Böyle olmayacağını analmış olacak ki aramızdaki mesaneyi kapattı ve elleriyle başımı tutarak kendine yaklaştırdı. Dudakları duraklarıma degdiginde gözlerim yerinden fırlayacak kadar açılmıştı. Kendini geri çekiğinde kipkırmızı olduğuma emindim. Şaşkınlığıma gülerek "Bu kadar utanacağını bilmiyordum dedi"
"Hayır niye utanayım" diye cevap verdim pek inandırıcı olmamıştı. Ortam normale dönsün diye konuşmaya başladım "Özür dilerim bir daha seni hayal kırıklığına uğratmayacağım" "Peşinden gelirken sana hala kızgındım ama üzülmene dayamadım. Biraz daha geç gelsem nolacaktı acaba. Seni kaybetme ihtimaliyle karşılaşınca ne kadar korktuğumu bilemezsin." bunları söylerken sırtımı göğsüne yalamış yavaşça saçlarımla oynuyordu. Kedimi ona doğru çevirip sıkıca sarıldım. Sonsuza dek bu anda takılı kalmak isterdim.
Sabah nasıl olduysa ikimiz de koltukta uyuyakalmış bir şekilde uyandım. Mustafayı uyandıramaya gayret ederek kalktım. Günlük rutinimize geri döndüğüm için mutluydum.
Mustafa işe gitikten sonra ders ev işi yemek derken epey yoruldum. Dün akşam şu telefon mevzusunu halletmiştik. Telefonu elime aldığım gibi Defne'den mesaj geldi. Cuma günü Enes için doğum günü organize ediyormuş bunun için whatsapp grubu oluşturup bizi eklemiş. Enver "Biz hamileyiz katılamayız" şeklinde yorumda bulunsada, Berin tabii ki geleceklerini asla kaçırmayaklarını söyledi.
Bunun üzerine Elif'i arayıp gelip gelmeyeceğini sordum. Dün yaş ananlardan bahsettim kısaca. Konu Kutay'ın söylediklerine gelince "Off görüyormusun ne kadar düşünceli ve iyi kalpli" demeden duramamıştı. Ben dediklerine gülerken kapı açıldı. Hemen yanına gidip sarıldım.
Birlikte yemeğe oturduğumuzda neler yaptığımızdan günümüzün nasıl geçtiğinden bahsettik. Belkide ilk defa böyle uzun uzun karışlı konuşuyorduk. Ben masayı toplarken zil çaldı Mustafa kapıya bakacağını söyledi. Kapının kapandığını duyunca kimmiş diye seslendim. Mutfaktan çıkıp salona yöneldim. Mustafa elinde bir zarif tutuyordu. "Sana gelmiş" diyerek bana uzattı. Arkasını çevirip gönderenin ismi ne baktığımda okuduğum şeyle hiç memnun olamıştım.
.
.
.
Çok uzun zaman oldu 😔