Okula geldiğimizde Ferdi'den ayrılarak sınıfa çıktım.
Bizimkiler çoktan gelmişti.
"Günaydın." diyerek sırama oturdum.
"Günaydın." dedi Altay uykulu sesiyle.
"Baya enerjiksin lan."
"Enerciiiiii!" diye bağıran Ardayla olduğum yerde sıçradım.
"Enercine sıçayım Arda. Ödüm bokuma karıştı."
"Sen ne anlarsın be." diyerek önüne döndü Arda.
Aklıma gelen şeyle hemen ayağa kalktım.
"Harem kalkın!" dediğimde hepsi bana soran gözlerle bakıyordu.
"Noldu lan?" dedi Kerem.
"Anlatmam gereken çok önemli bir şey var ama yalnız olmamız lazım."
Önemli lafını duyduğu gibi herkes ayağa kalkmıştı zaten.
Bahçeye çıktığımızda hipotermi geçirmemek adına hızla anlatacaktım olayı.
"Enesi biliyorsunuz."
"Mert'in arkadaşı olan Enes?"
"Aynen öyle Altay. Dün bize geldiler, ailelerimiz dost biliyorsunuz onu da. Tekrardan buraya taşınmışlar. Bizim okulda okuyacak."
"Ne!"
"Saçmalama!"
"O şerefsizi gördüğüm yerde boğarım!" dedi Barış.
"Sana kalmadan ben yapacaktım dün de neyse."
"Bir şey yaptı mı peki dün?" dedi meraklı bakışlarla İpek.
"İşte beni özlemedin mi falan dedi." konuşmaya devam edecekken Ardanın kesmesi ile durdum.
"Ben onu doğurtan ebenin, okuduğu okulun direktörünün, annesinin seviştiği babasının, dayısının halasını doğurtan ebenin okuduğu mektebin öğretmeninin kalemini aldığı yerin sahibinin taaa-"
"Yeter lan, ne sövdün!" diyerek ağzını kapamıştı Lavin.
"Arda harbiden a**na koyim deyip geçsen okeydi." dedi Altay bıkkınlıkla.
"Tamam, kocam ne derse o." deyip Altay'ın koluna sarıldığında kendimizi tutamayıp kahkaha attık.
Altay ise kendisine koala gibi yapışmış olan Ardadan kurtulmaya çalışıyordu.
"Oğlum bıraksana bela mısın sen!" diyerek kolunu sallamaya devam ediyordu Altay.
Biz gülmekten kırılıyorduk resmen.
"Yapışıp gitmeyen saç teli gibisin Arda!" diyen Barışla gülmem daha da artarken yere çöktüm.
Nefes bile alamıyordum gülmekten.
"Kız ölecek!" diyerek yanıma oturan Kerem'e baktım.
Ama gülmemi durduramıyordum bir türlü.
"Aaa şu Irmakla Ferdi hoca değil mi?" diyen İpeğin baktığı yöne baktım gülüşüm solarken.
"Nerede lan!"
Ayağa kalkıp etrafıma bakınırken bizimkilerin güldüğünü fark ettim.
Gözlerim kısılırken onlara döndüm.
"Komik mi lan?"
"Napsaydık kızım, ölecektin gülmekten."
"Valla çok güldüm, başıma bir şey gelecek. Merdivenlerde düşüp rezil olmazsam iyi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüdüanka | Ferdi Kadıoğlu
Fiksi Penggemar"Hâlâ sarhoş musun Ferdi?" "Bilmiyorum. Galiba güzelliğin hâlâ sarhoş ediyor beni." Bu hikayedeki kişi ve kurumların gerçekle bir ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür. Görseller benzetme için kullanılmıştır.