Chan or Chris?

185 28 8
                                    


Jisung

Sorduğum soruyla afallamış görünüyordu Minho. Aslında bunu sormayı bende beklemiyordum fakat kalbimdeki acıya daha fazla dayanamamıştım. Onun bana artık tek bir yalan dahi söylemesini kaldırabileceğimi sanmıyordum. Yıllardır herkesin gözdesi, güçlü ve cesur omega taklidi yapmaktan bıkmıştım. Onu sevmekten de öyle..

"Babamı inandırmak için öyle söyledim. Ben daha önce kimseyi sevmedim Jisung, evet senden hoşlandım ama sevmedim." Minho bunları söylerken gözünü bile kırpmamıştı. İlk defa bana karşı dürüsttü belki de. Yüzündeki ellerimi yavaşça çekip derin bir nefes almıştım. Bu saatten sonra benim için Minho defteri kapanmıştı.

"Anladım prensim. Dediğiniz gibi size layık olup, utandıracak davranışlarda bulunmayacağım. Şimdi izninizle.."

Odadan çıkıp kendi odama girecekken Hyunjin'in odasına girmek üzere olduğunu gördüm, başımı hemen eğip gözyaşlarımı gizlemeye çalıştım fakat pek başarılı olduğum söylenemezdi.

"Jisung?? Ne oldu sana, neden ağlıyorsun?" Hyunjin önüme gelip koluma dokunmak istediğinde ona izin vermemiş aramıza mesafe bırakarak gözlerine bakmıştım.

"Şimdi mi aklına geldi bir kardeşin olduğu abi? Dün senin hayatını kurtarmak için hayatımı cehenneme çevirecek bir karar verdim, üstelik beni bu karara sen sürükledin. En başından gerçekleri anlatsaydın hiçbir şey bu noktaya gelmezdi. Bana olan nefretinin bu kadar büyük olduğunu bilmiyordum."

Sesimdeki acıyı hissettiğini biliyordum. Geçmişte ona yapılan haksızlıklara göz yumduğum doğruydu fakat bu elimden hiçbir şey gelmediği içindi. Onun ise bana her şeyi anlatma seçeneği vardı. Birlikte plan yapıp, bir çözüm yolu bulabilirdik.

"İntikamını çok güzel aldın Hyunjin. Artık beni rahat bırakabilirsin." Odamın kapısını sertçe kapatıp sırtımı dayadığımda gözyaşlarımı serbest bırakmıştım. Ne bekliyordum ki? Bir omega olarak sevilmeyi ve saygı görmeyi mi? Şuana kadar bana gösterilmeyen bu iki şeyi zorla da olsa elde etmek için elimden geleni yapmıştım ama artık savaşmaya değer bir şey olmadığını düşünüyordum. Ben bile kendimi sevip saygı duymazken, başkaları istediğini yapabilirdi artık..

Chan

Eve döndüğümüzde Hyunjin dinlenmek için odasına çıkmıştı o sırada yemek odasında dalgın bir şekilde elindeki koleyeyi inceleyen Minho'yu görmüştüm. Yanına geldiğimde hala sessizce kolyeye bakıyordu, omzuna dokunup dikkatini çektiğimde boş bakışlarla yüzüme bakmıştı.

"Neyin var senin, pek bir sessizsin?"
Minho elindeki kolyeyi cebine atıp ayağa kalkmış, gözlerini hafifçe kısıp yüzüme bakmıştı.

"Seni hiç ilgilendirmez alfa. Aşk tazelemen bitti galiba görevinin başına dönmek nihayet aklına gelmiş."

"Kiminle konuştuğunu unutma o alaycı sesini kes, ben kesmesini iyi bilirim yoksa." Hyunjinle aramda olanları bildiğini en başından anlamıştım fakat bunu bana karşı bir koz olarak kullanabileceğini sanıyorsa yanılıyordu.

"Bana yardım edeceksin ve ben de senin önünden çekileceğim. Sonunda çok istediğin mevkiyi alacaksın Minho, elbette istediklerimi yaptıktan sonra."

Kaşlarını çatıp yüzüme sinirle baktığında beni tehdit edeceğini çok iyi biliyordum fakat dediğim gibi bana karşı hiçbir planını gerçekleştiremezdi. Bunca yıl alfa olmak için boşuna eğitim almamıştım.

"Bana emir veremezsin Chan. Tek lafıma bakar ikinizinde idam edilmesi. Diz çöküp yalvaracağın yerde söylediğin saçmalıklara bak!"

Normalde her zaman sakinliğimi koruyan biriydim. Dışarıya sakin ve soğuk biri olarak göründüğümü biliyordum. Fakat Minho bugün sabrımı fazla zorlamaya başlamıştı. Beklemediği anda boğazından yakalayıp kalktığı sandalyeye oturttuğumda elleriyle kollarımı itip hamle yapmaya çalışmıştı karşılığında ise boğazındaki ellerim daha sıkı sarılmıştı kızaran damarlarına.

"Kim olduğumu unutuyorsun sevgili kardeşim, neler yapabileceğimi de. İstersem başta babam olmak üzere tüm klanı öldürmek sadece bir günümü alır. Doğduğu günden beri askeri kampta yetişmiş bir adamı sevdiğiyle tehdit etmek onu canavara çevirmenin çok tehlikeli bir yolu. Bu işin sonunda yönetebileceğin bir halkın olsun istiyorsan, adımlarını ona göre atmalısın."

Minho'nun yüzü daha da kızarmaya başladığında ellerimi çekmiş ve öksürük krizini daha fazla dinlemeden odadan çıkmıştım. Kontrolü kaybetmiş bir Chris olmak istemiyordum çünkü o zaman yapabileceklerim beni bile korkutuyordu. Bunun olmaması ise Hyunjin'in güvenliğine bağlıydı..


Chan'in karakterinden birkaç bölüm daha bahsetmem gerektiğini fark ettim. Bahsedilmeye fazlasıyla değer bir karakter..

Forbidden (Hyunchan/Minsung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin