Hyunjin
Kapıdan çıkmak için hamle yaptığımda Chan elimi tutmuş, bedenimi kendisine çevirmişti. Bakışlarında korku ve öfke vardı.
"Acheron'un sınırlarından dışarıya çıkamazsın Hyunjin! Gitmene asla izin vermem. Gitsen bile baban Jisung'un benimle nişanlanmadığını öğrenirse başın belaya girer.""Elysion'da olacak olaylar umrumda değil, artık burada bir gün bile kalamam." Chan bu sözlerimden sonra birden alnını alnıma yaslamış ellerini ise belime koymuştu. Kokusu burnuma dolduğunda gözlerimi açık tutmakta zorlanmıştım.
"Yarın o meydan okumada yaralanabilirim hatta ölebilirim Hyunjin. Hiç mi umrunda değil bu?"
Bu doğruydu. İki ihtimalde vardı fakat burada kalıp hiçbir şey yapamamak en kötüsü olacaktı. Üstelik az önce söylediği şeyleri ne çabuk unutmuştu? Benim kalbimi kırıp, aşağılamasına sonra da hiçbir şey olmamış gibi davranmasına izin veremezdim.
"Meydan okumayı en başta kabul etmemeliydin Chris. Bu saatten sonra olacaklar kardeşinle senin aranda. Beni ve kardeşimi daha fazla üzmenize izin vermeyeceğim. Onu da alıp gidiyorum buradan."
Chan'in omuzlarından tutup onu ittiğimde sinirlense de tepki vermemişti. Odasından ayrılıp Jisung'un yanına geldiğimde onu yatakta kitap okurken bulmuştum.
"Jisung eşyalarını topla, hemen gidiyoruz buradan." Jisung şaşkınlıkla gözlerime bakarken dolabın üzerinde duran valizi alıp eşyalarını çoktan içine doldurmaya başlamıştım. Bir süre sonra şaşkınlığı üstünden atmış olacak ki Jisung hızla elimi tutmuş ve kıyafetlerini elimden almıştı.
"Ben hiçbir yere gelmiyorum. Bana emir vermeyi bırakın artık."
"Bir kere olsun dediğimi yap! Eğer burada kalırsan hayatın mahvolacak haberin yok. Minho yarın ölecek!!"
Kendimi tutamayıp bağırdığımda Jisung irkilmişti. Onu üzdüğümü farkındaydım fakat korkuyordum. Ona zarar gelmesinden, bu olayların arasında kalmasından korkuyordum.
"Yarın Minho ve Chan alfalık için meydanda savaşacaklar. Acheron'un kurallarına göre alfaya meydan okuyan kişi ya alfayı öldürür ve yeni alfa olur ya da alfa meydan okuyan kişiyi tüm halkının önünde öldürüp tahtını korumaya devam eder böylelikle kimse ona meydan okumaya cesaret edemez. Minho yarın ölecek Jisung."
Jisung elindeki kıyafetleri yere fırlatıp dolu gözleriyle yüzüme bakmıştı.
"Her şey sen ve senin sevgilin yüzünden işte!! Beni koruduğunu mu sanıyorsun sen? Eğer o ölürse ben de onunla ölürüm abi anladın mı!? Bıktım artık!!! İnsanlara göre yaşamaktan bıktım. Hiç mi düşünmüyorsun peki ya Chan ölürse? nasıl bırakıp gitmeyi göze alabiliyorsun? Senin sevgine de sana da lanet olsun o zaman!!"
Jisung'dan bu sözleri duymak mı daha ağır gelmişti yoksa hayatımda ilk defa kardeşime tokat atmış olmak mı bilmiyorum ama kalbimde tarif edilemez bir acı vardı. Benim yaşadıklarımı bilmeden beni yargılayanların arasındaydı yıllar boyunca. Bugün bu gerçeğe kendi gözlerimle bir kere daha şahit olmuştum.
Chris'e olan aşkım beni hayatta tutan tek şeydi bunca zaman. Şimdi Chris'in beni suçlaması, yanında istememesi ya da bir şeyleri düzeltmek için bile çaba sarf etmemesi bana, sevgime yapılan en büyük haksızlıktı. Sırf birini seviyorum diye onun beni bu şekilde ezmesine izin veremeyecek kadar gururlu olmak ise benim suçum değildi. Chris saf kan alfayken ölme ihtimali yoktu fakat yaralanma ihtimali bile kalbimi paramparça ediyordu zaten. Şimdi bu şekilde suçlanmak çok ağır gelmişti.
"Burada kal Jisung. Tüm aptallıklarınla sevdiğin adamın yanında kal. Kendine bile saygısı olmayan sana ben ne diyebilirim ki bu saatten sonra? Ne halin varsa gör."
Jisung'un odasından çıkıp kendi odama geldiğimde hızlıca eşyalarımı toplamıştım. Aynaya baktığımda ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerim sinirlerimi daha da bozmuştu. Kim için ağlıyordum? Hayırsız kardeşim için mi, beni sevdiğini iddia eden ama hiçbir çaba göstermeyen üstelik kardeş katili olmayı bile göze alan bir alfa için mi yoksa tüm hayatım boyunca hep acı çekmeye mahkum olduğum için mi?
Odamdan çıkıp bahçeye geldiğimde iki asker önüme geçmiş, diğeri ise aniden elimdeki valizi sertçe almıştı.
"Alfa Chan'in emirlerine göre bu sürü evini terk etmeniz yasak, lütfen evin içine girin."
Kafamı kaldırıp çalışma odasının penceresine baktığımda iki eli cebinde beni izlediğini görmüştüm. Bakışları ondan kaçamayacağımı söylüyordu. Anlaşılan bu iş sandığımdan daha zor olacaktı..
Bu bölümü hastayken yazmıştım ve değiştirmeye üşendim ama güzel olmadığının farkındayım. Diğer bölümü daha özenli yazıp kısa sürede atacağım. Okuduğunuz için teşekkür ederim 🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forbidden (Hyunchan/Minsung)
FanficAcheron ve Elysion kuzey bölgesinin en güçlü sürüleridir. Bu iki klanın liderleri yaptıkları bir anlaşma ile alfa ve omega olan oğullarını evlendirmeye karar verir. İki gencin fikirlerine önem verilmediği gibi kardeşleri ve yakınlarının da hayatları...